Politik düzlemde bir olgu ele alınırken methodsal manada tümden gelim ve tüme varım teknikleri uygulanır. Bu iki hususta bir form incelendiği zaman neden-sonuç ilişkisi içindeki her bir detay adımının analiz sürecine sağladığı veri zenginliğini araştırmacı görecektir.

Temele inmeyen her bir analiz mevcut düzende eksik, neticesiz ve gerçeği yansıtmayan şekliyle kalacaktır. Bu bağlamda ele alacağımız her bir husus çekirdeğe inecektir.
Moskova’da sivillere yönelik gerçekleştirilen saldırıyı bilindiği üzere DAEŞ üstlendi. ABD destekli olan bu terör eylemi Rusya’yı daha da Avrupa içlerine çekme yanlısı olarak gerçekleştirildi. Bilindiği üzere tek adam otoritesi üzerinden yönetilen Rusya tek bir kişiye ve ilgili kişinin karar mekanizması dâhilinde olan danışmanlarına bağlı. Hal bu iken bir insan fıtratına bağlı olan bu gücün vereceği fevri ve insani kararlar tüm dünyayı bilfiil etkileyecektir. Dolayısıyla durumun vahameti gözler önündedir.
Ukrayna’nın NATO’ya olan yakınlığı ve NATO tarafından silahlandırılması savaşın asıl nedenidir. Rusya’nın 91’de birleşik federasyon yıkıldıktan sonra slav kardeşliği zihnini ortaya koyamamasından dolayı aslında Ukrayna’nın batının otoritesi altına girmesi kolaylaşmıştır. Nitekim Türkiye bunu Türki Cumhuriyetleri ile fevkalade bir şekilde sağlamıştır. Eğer Rusya Ukrayna’ya girmeseydi muhtemelen hedef Kazakistan üzerinden Türk Dünyası’nın güçlenmesini önlemeye yönelik olurdu. Lakin; Görünen o ki kas ve harp gücü olan Türk’leringüçlenmesi demek mevcut düzende Avrasya’nın kalkınması demek olacağından dolayı Türk-Rus ilişkileri güçlenmiştir. Batı tarafında Türkiye lehine uzun vadede yarara dâhil hiçbir şey yoktur.
1.Dünya Harbi sırasında Almanlar Türkleri saflarına çekmek istedi. Nitekim mevcut düzende Türklerin kas ve harp düzeni, jeopolitik olarak cephelerin çoğaltılarak Almanların rahatlatılması ve Türklerin balkanlar üzerine olan otoritesi Almanları düze çıkartacaktı, keza Çanakkale Savaşı akabinde ikmali kesilen Çarlık Rusya yıkılarak savaş daha da uzamıştır. Tarih tekerrür sever, Rusya’nın bize baktığı göz tamda müttefik bazında bu yöndedir. Aslına bakılırsa Ruslar Ukrayna’ya girdiklerinde Çin’in de Tayvan’a saldırıp mevcut batı hâkimiyetini yok edeceklerini düşündüler. Ancak görünen o ki Çinliler ABD’nin 1. Dünya Savaşındaki yıpranmamış ordusu gibi taşları görerek olası bir savaşta savaşın ortasında girip savaş seyrini değiştirmek istemektedirler.
Karadeniz’de yer altı zenginliklerine ulaşmaya çalışan Türkiye ile ilgili çıkan ‘’ Türk’ler Romanya Deniz Sahası’nda sondaj yapıyor’’ söylemleri çevre ülkeleri Türkiye üzerine salarak Rus- Türk gücünü kırmaya yöneliktir. Mevcut aşamada barışçıl bir dil elzemdir. Nitekim balkan içlerinde Türk otoritesi Macaristan, Bosna, Arnavutluk ve Kosova gibi ülkeler nezdinde sağlanmaktadır. Olası bir müttefik durumunda Ruslar Avrupa çıkartmasında Türklerin bu hegemonyasını kullanmak isteyeceklerdir.
Savunma sanayisi günden güne gelişen Türkiye daha önce yazdığımız gibi hem Somali ile hem Libya ile geniş çaplı anlaşmalar yapmıştır. Libya’da başarılar sağlayarak Afrika’da olan gücünü pekiştirmiştir. Fransa buradan atılarak batının gücü koskoca bir kıtada yok edilmiştir.Türkiye’nin Afrika’da olan gücü İsrail’e ikmal ve destek manasında Avrupa’dan gelecek olan yardımların önlenmesi demektir. Bu da İran’ın İsrail masasında elini güçlendirmektedir. Mevcut gelişecek olan savaş aslında Avrupa’nın savaşı değil ABD’nin savaşıdır. Avrupa bir tampon bölge gibi kullanılmaktadır. Olası bir durumda hem Polonya hem de Romanya işgale uğrayacak olan ülkeler arasında yer almaktadır. Avrupa aydınlanarak ABD ve ABD’nin arkasında yer alan Siyonist zihniyetin aparatı olamamalıdır. Aksi halde Ruslar Sırpları da arkasına alarak Avrupa içlerine topyekûn girebilirler. Bunu hem 1. Dünya savaşında hem 2. Dünya savaşında gördük.
Unutulmamalıdır ki ABD kendi topraklarında herhangi bir çıkartmaya maruz kalmamıştır. Eyalet sistemiyle yönetilen ABD temel bir kurucu etnik ırka sahip olmadı için bir millet kültürü de gelişmemiştir. Dolayısıyla ABD’nin olası bir işgalinde halk Ukrayna’daki gibi sert savunma gösteremeden çözülmelere gidecektir.
Dünya’yı etkileyen diğer unsurda Biden- Trump çekişmesidir. Neticede Biden mevcut derin gücün eliyken Trump bağımsız bir ABD’yi arzulamaktadır. Görünen o ki halk Trump’ıistemektedir, ABD seçimleri öncesi bu gizli eller dünyayı karıştırabilir. Öyledir ki komünizm-eşitlik kisvesi altında Rusya üzerinden zamanında dünyaya hükmetmek isteyen bu Siyonist akıl olası bir savaşın bizzat mimarı olacağından dolayı insanoğlu bu geniş pencereyi görmelidir.
Orwell’ın da dediği gibi; ‘’ Bütün hayvanlar eşittir ama, domuzlar daha eşittir.’’
Comments