AHLÂKİ YOZLAŞMA

Ahlâki değerlerin kimi filozoflara göre evrensel olduğu düşünülse de bazı filozoflar ahlâkın evrensel değil toplumun yapısıyla birlikte şekillendiğini savunmaktadır. Çoğu görüşte ise ahlâki değerlerin ortak noktaları olduğu kabul edilmektedir.

İyi ya da kötü, doğru ya da yanlış gibi nitelendirilebilecek bazı kavramlar modern toplumlarda belirli durumlarda aynı anlamları taşıyabilmektedir. Örneğin ; İnsanların diğer bireylerin yaşam haklarına saygı duyarak insan hayatının değerli olduğunu benimsemesi evrensel olarak kabul gören durumlardan biridir.Ahlâk insanı temelde güzele, doğruya yönlendirirken günümüzde insanlığın tersi yönde gitmesinde ahlâki yozlaşmadan söz edilebilir mi ?

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist  Prof. Dr. Nevzat Tarhan konuk olduğu bir programda Ahlâki yozlaşma seli geldiğini belirtmişti. Değerlendirmelerinden bir kesiti direkt paylaşayım : Bize bazen Batı eğitimi almış psikologlar geliyor böyle terapilerine bakıyorum çift terapisinde diyorlar ki ‘aile kutsal değil, birey kutsaldır olmuyorsa bırak’ diyor. Bunu söyleyen bir psikolog. Batı’da boşanma psikoloğu gibi çalışıyor psikologlar.

Boşanmaların artmasının sebebi de Batı kültürünün yetiştirdiği psikologlar, bunu da vurgulamak isterim. Onun için aile ciddi tehdit altında. Eğer aileyi biz koruyamazsak 20-30 sene sonra yetiştirdiğimiz nesil bizim değerlerimizden çok farklı değerlerde insanların yetişme ihtimali arttırıyor. Çünkü küresel sel geliyor. Hani nasıl sel şu anda Kastamonu’da ne oldu önüne geleni aldı sürükledi aynı şekilde bir ahlâki yozlaşma seli geliyor. Bu sele karşı ne kadar kişi kurtarabilir, koruyabilirsek bizim için o kadar iyidir.”

Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın da vurgu yaptığı konu aile yapılanmamızdır. Çocuklarımızın daha doğrusu gelecek nesillerimizin güzel ahlâklı yetişmesini istiyorsak öncelikli olarak aile yapımızı gözden geçirmeliyiz. Günümüz Anadolu yapısında tutucu veya baskıcı aile yapısı hala mevcut halini korumaktadır. Bilimsel çalışmalar da desteklemektedir ki baskıcı aile yapısında yetişen çocuklar ters kimliklere sahip olmaktadır. En iyi anne baba öğretmeye çalışan öğütleyen anne baba değil rol model olan anne babadır. Bu tezin doğruluğunu bir eğitimci olarak temiz giyinen, düzgün davranan görgü kurallarını iyi bilen velilerimizin çocuklarının da aynı şekilde davrandığına çok sık rastlayarak kanıtlayabiliriz.

Ahlâki yozlaşmayı aile yapısı dışında farklı açılardan da irdeleyebiliriz.

Bir ülkenin siyasi yapısı ahlâki yozlaşmayı etkileyebilir mi ?

Ülkemizde maalesef son yıllarda liyakatsızlık ve adaletsizlik çoğu kurumda baş göstermektedir. Toplum çok yönlü bir yapıya sahip olduğundan dolayı toplumda ahlâki yapısı zayıf insanlar bu liyakatsızlık ve adaletsizlik karşısında çalışarak bir yere varamayacağım düşüncesiyle kısa yoldan para kazanma hırslarının kurbanı olarak çok farklı yollara başvurmaktadır. Örneğin son günlerin en berbat olayları sayesinde !

Toplumun adalet algısını derinden yaralayan olaylar yaşanmaktadır. Bu durumda bazı vatandaşların bende gerekli davranışları göstermezsem küçük bir cezayla kurtulabilirim düşüncesi pekişecektir. Daha açık konuşmak gerekirse vergi ödeyerek 10 yılda 10 milyon Tl kazanacağıma vergilerimi ödemeyerek 1 yıl cezaevinde kalarak 10 milyon Tl kazanırım düşüncesinin pekişmesi kaçınılmazdır. Bu sebeplerle toplumsal ahlâkın belirli seviyelerde kalmasını istiyorsak öncelikle aile yapısı temel olmak üzere siyasi alanlarda da yapılan çalışmaların doğru bir çizgide olması önem arz etmektedir. Değerler eğitimiyle harmanlanmış rol model alınacak anne- baba eğitimleri yanı sıra çocuklara ve ergenlere de belirli konularda öncülük edecek seminerler verilmeli bu seminerler milli eğitim yoluyla eğitim kurumlarında olabildiğince fazla kitleye ulaştırılmalıdır. Tabi ki en önemlisi daha dürüst siyasetle adalet sağlanmalı toplumun algıları sarsılmamalıdır...