İsrail ile Filistin arasın beklenen ateşkes anlaşması savaştan 466 gün sonra imzalandı. Bazı çevrelerden şu sözleri duymaya başladık; “madem bu şartlarda anlaşılacaktı Hamas neden İsrail’e saldırdı. Olan sadece ölen masumlara oldu. Hamas, İsrail’in böyleyapacağını bile bile neden saldırdı.” Peki bu operasyon neden yapıldı? Gelin birlikte bakalım.

Aslında 1948 yılında Filistin toprakları içerisinde bir İsrail kurulmasıyla başladı. Siyonist çeteler Filistinlilere saldırarak onları göçe zorladı. Buna karşılık direniş hareketleri şekillendi ve iki taraf arasındaki savaşlarda başlamış oldu. İsrail tarih boyunca hem ABD hem İngiltere hem de Avrupa’nın desteğini alarak tüm savaşlarda Araplara karşı galip oldu. Günümüze kadar taraflar arasında sıcak çatışmalar da yaşandı, çatışmasızlık dönemleri de oldu. Ancak İsrail için değişmeyen tek bir şey vardı o da Filistin topraklarını adım adım işgal etmek.

İsrail dünyanın farklı noktalarından getirdiği fanatik Yahudileri Filistinlilere ait arazilere yerleştirdi. O da yetmez gibi bu yerleşimcilere uzun namlulu silahlar olmak üzere birçok silah ve mühimmat verdi. Tabi bu çeteler İsrail’den aldıkları sınırsız güçle daha da pervasızlaştı. Ve Filistinli ailelere saldırmaya başladılar. “Şöyle düşünün Filistin’de bir çiftçisiniz koyunlarınız veya ekip biçtiğiniz araziniz var. İsrailli bir yerleşimci silah zoruyla koyunlarınızı alabiliyor keyfine göre öldürebiliyor veya zeytin ağaçlarınızı yerinden sökebiliyor. Yetkili kurumlara gidip şikâyet ettiğiniz de ise siz suçlu çıkıyorsunuz”
Bu durum yıllarca sistematik bir şekilde devam etti. Saldırı ve baskılara dayanamayan Filistinlilerin bir kısmı ülke dışına çıkmak zorunda kaldı. Bir kısmı da Filistin içerisinde başka bölgelere göç etmek zorunda kaldı. Şu an Gazze’de bulunanlar da Filistin’in farklı bölgelerinden gelen insanlardan oluşuyor.Bu da yetmez gibi Filistinlilerin boşalttığı yerlere İsrail devleti yasa dışı yerleşim alanları kurmaya başladı. Şu anda Filistin yönetimindeki Batı Şeria ve doğu Kudüs’te tam 262 Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bunların 252’si Batı Şeria’da 10’u Doğu Kudüs’te toplam 690 bin silahlı yerleşimci bu alanlarda yaşıyor. (Kaynak: AA)
Bu yerleşimciler gasp, tehdit, şantajla Filistinlileri hayatından bezdiriyor. Duruma itiraz edenler ise kadın çocuk demeden İsrail polisi tarafından tutuklanıyor. Bundan sonrasını anlatmama bile gerek yok. İsrail hapishanelerinde ne tür işkencelere maruz kaldıklarını hepimiz biliyoruz.

Şimdi yeniden konumuza dönelim tüm bunlar devam ederken uluslararası kamuoyu Filistinlileri neredeyse tamamen unutmuştu. Ara sıra çıkan haberlere kulak bile asılmıyordu. Öyle ki “İbrahim Anlaşmaları” kapsamında İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn arasında 15 Eylül 2020'de normalleşme kararı alındı. Suudi Arabistan da bu anlaşmaya dahil olmak üzereydi. Yani Filistin konusu tamamen kapatılacak ve Özgür Filistin devleti hayali bir daha indirilmemek üzere rafa kaldırılacaktı. Yani Filistinliler tamamen İsrail’in insafına bırakılacaktı. İşte tüm bunlar olmasın Filistin devleti bir ütopyadan ibaret olmasın diye Hamas elini taşın altına koydu ve “Aksa Tufanı Operasyonu’nu” başlattı.

Gazze savaşında kim ne kazandı?
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum Gazze’de öldürülen 46 bin 876 can basite alınacak bir durum değil. Bu konu tartışılamaz bile. Bunun hesabı bir gün mutlaka İsrail’den sorulacaktır. Ancak burada farklı bir noktaya değinmek istiyorum. Bu operasyonun başlamasıyla Ortadoğu’da dengeler tamamen değişti. En başta ABD’nin gücü olmadan İsrail’in bahsedildiği gibi o kadar büyük bir güç olmadığı anlaşıldı. Ve Amerika olmadan İsrail’in bu bölgede asla güvende olmayacağı bir kez daha görüldü.
2024 yılında Jamaika, İrlanda, İspanya, Norveç, Slovenya ve Ermenistan gibi toplam 9 ülke Filistin’i devlet olarak tanıdığını açıkladı. Böylece Filistin ve İsrail için iki devletli çözüm yeniden gündeme geldi. Ayrıca yıllardır İsrail hapishanelerinde işkence altında hayatta kalmaya çalışan binlerce Filistinli de özgürlüğüne kovuşmuş olacak. İsrail ise yaklaşık 15 ay boyunca gece gündüz Gazze’yi bombalamasına rağmen ne bir karış toprak alabildi ne de Hamas’ın elindeki esirlerini kurtarabildi. Şimdi soruyorum size “Aksa Tufanı Operasyonu” bir macera mıydı?
Comments