top of page

ANONİM TWİTTER GAZETECİLİĞİ

Yazarın fotoğrafı: Mert EsenMert Esen

Güncelleme tarihi: 30 Eyl 2023

Bu denli toplumsal güce sahip olan bu hesaplar, sorumluluklarının farkında olmasa gerek ki, doğruluğu ispatlanmamış pek çok olayı gerçekleşmiş gibi haberleştirebilmektedirler. Bu dezenformasyonlar günden güne, ciddi fay hatları üzerinde oturan toplumumuzda yeni 6-7 Eylül’ler yaratabilecek boyuta gelmektedir.

We Are Social’ın 2022’de yayınladığı rapora göre, Türkiye’de 16 ile 64 yaş arası insanların %70’i interneti haberleri takip etmek için kullanıyor. Unutmadan ekleyelim Türkiye’de nüfusun %81,4’ü internet kullanıcısı. Yine aynı raporda en çok ziyaret edilen web sitelerine baktığımızda Google, Facebook ve YouTube’nin ardından 4.sırada Twitter’ı görmekteyiz. Google aramalarında ise 5. Sırada bulunuyor Twitter. Bu denli yüksek bir enformasyon arayışının olduğu yerde Twitter’ı görmek elbette şaşırtmıyor. Ama burada önemli bir soru var, Twitter gibi denetimin kısıtlı olduğu mecralarda yayınlanan bilgiler ne kadar güvenilir?


Bildiğimiz anlamda medya, arkasında büyük holdinglerin, sermayedarların bulunduğu çeşitli mecralarda faaliyet gösteren TV, gazete, radyo ve web sayfalarından oluşmakta. TV, gazete ve radyoyu bir kenara bırakıp, internet ile gelişen dijital medyaya baktığımızda 3 aşama görüyoruz. İlk aşamada, halihazırda bulunan gazeteler, var olan haberlerini doğrudan dijitalde yayınlarken ikinci aşamada, basılı gazeteler internet için özel içerikler üretmeye başlıyorlar. Üçüncü aşamada ise, sadece internet için haber üreten internet gazeteleri/haber sitelerini görüyoruz. Bugün geldiğimiz noktada ise, tıpkı basılı medyadan internete geçiş gibi büyük bir devrime şahit oluyoruz.


İster basılı ister dijital olsun klasik medya, arkasında kimi sermayedarların, “çıkar odaklarının” bulunduğu, oldukça merkezi, sadece tek yönlü bir iletişime izin veren, gerçekliği kendisi veya temsil ettiği gücün isteklerine göre manipüle edip kitleleri etkilemeye çalışan, oldukça pahalı ve hiyerarşik bir yapıda. Bunun aksine sosyal medya, yapısı gereği demokratik, merkeziyetsiz ve katılımcı bir yapıya sahip. Geleneksel medyanın aksine isteyen her kullanıcı, kuracağı sosyal medya hesabında özgürce haber paylaşımında bulunarak kitleleri bilgilendirebilir. Evet, kâğıt üstünde sosyal medya ve özellikle Twitter, klasik medyanın pek çok eksikliğine merhem oluyor gibi gözüküyor, ama biraz detaylıca incelediğimizde aslında çok ciddi problemlere sebep oluyor.


Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünden Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir konu hakkında şunları söylüyor:


“Son dönemde haber derleyici hesaplar Twitter ’da ciddi boyutlara ulaştı. Bu hesaplar belirli bir haber üretim ağına ya da web sitesi gibi kurumsal bir alana sahip değiller. Buna karşın, yalnızca Twitter hesabı olarak var oluyorlar. Kullandıkları haberleri çoğunlukla kaynak göstermeden yayımlıyorlar. Çok az bir bölümü paylaştığı haberin bağlantısını ekliyor. Bu durum hem gazeteciler hem okuyucular hem de kamuoyu açısından sonuçlar doğuruyor elbette.


Kamuoyu açısından bakıldığında bu tarz hesaplar otoriterliği aşmak için bir araç olarak görülüp meşrulaştırılabiliyor. Bu hesapların pek çok haberi hızlıca, en kısaltılmış hâliyle ve engellemelere takılmadan dolaşıma sokması insanlar için önemli oluyor.


Oysa gazetecilik tekniği açısından da etiği açısından da oldukça sakıncalı sonuçlar doğurabilecek bir uygulamadır bu. Kamuoyuna gerçek bilgi vermekle yükümlü olan gazetecilik mesleğiyle karıştırılmamalı, “sosyal medya hesabı” olarak görülmeli ve değerlendirilmeli. Çünkü kamuoyunun haber alma hakkı bu çerçevenin oldukça ötesindedir.”


Prof. Özdemir’in de üzerinde durduğu anonim Twitter haber sayfaları, herhangi bir gelişmeyi, 5-10 kelime ile gazeteciliğin 5N1K kuralına uymadan haberleştiriyorlar. İşin kötüsü, bu hesapların herhangi bir kurumsal kimliği bulunmadığı için, iş birliği içinde olduğu kurum ve kuruluşları da bilemiyoruz. Arkalarındaki finansman yapısı da şeffaflıktan uzak. Öte yandan Twitter ve Instagram özelinde bu sayfaları günden güne ana akımlaşmakta olduklarını aldıkları etkileşim oranlarından görmekteyiz. Bu denli toplumsal güce sahip olan bu hesaplar, sorumluluklarının farkında olmasa gerek ki, doğruluğu ispatlanmamış pek çok olayı gerçekleşmiş gibi haberleştirebilmektedirler.

Bu dezenformasyonlar günden güne, ciddi fay hatları üzerinde oturan toplumumuzda yeni 6-7 Eylül’ler yaratabilecek boyuta gelmektedir.


Demokratik, katılımcı ve şeffaf medya sloganıyla piyasaya çıkan sosyal medya gazeteciliği gelinen noktada, holding medyasını dahi aratır konuma gelmiştir. Bu noktada gerek devletlerin gerekse de sosyal medya platformlarının ciddi önlemler alması gerekmektedir. Dezenformasyon ve manipülasyonla mücadele, toplumsal huzur ve asayişin bir kolu olarak ele alınmalı ve bu gerektiğinde yaptırım uygulamaktan kaçınılmamalıdır.

Hozzászólások


bottom of page