top of page

DİJİTAL DİPLOMASİ

Yazarın fotoğrafı: Ömer Utkan DemirÖmer Utkan Demir

​Dijital diplomasi, dijital iletişim tekniklerinin diplomatik amaçlarla kullanılmasıdır. Devletler, dijital platformlar kullanarak dijital diplomasiyi yürütmektedir. Sadece devletler arasında değil, diplomatların ve büyükelçilerin de birbirleriyle bu yöntem ile iletişim kurulduğu görülmektedir.

​Özellikle internet kullanımının artmasıyla beraber bilgisayar kullanımı da doğru orantıda artış göstermektedir. Dijital diplomasinin kullanılması ise internetin yaygınlaşması ile değil, sosyal medya platformlarının aktif bir şekilde kullanılmasından sonra artmıştır. Günümüzde hala çok aktif bir şekilde kullanılan bazı sosyal medya uygulamaları 2000’li yıllarda ortaya çıkmıştır. Örneğin, Twitter 2005, Facebook 2004, Youtube 2005 ve Whatsapp 2010 yılında kullanılmaya başlanmıştır. Bu sosyal medya uygulamalarının aktif bir şekilde kullanılıp hayatımıza geçmesiyle beraber, uygulamalara atfedilen önem de her geçen gün artış göstermiştir. 100 milyonlarca kullanıcıya kadar ulaşan sosyal medya platformlarının bu denli bir etkiye sahip olacağı öngörülmemiştir.


​İlk olarak, 2010 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Meksika Büyükelçisi tarafından açılan hesaptan siyasi ve politik amaç içeren yazıların yazılması sonucunda diğer siyasetle ilgilenen kişiler de bu yöntemi kullanmaya başlamıştır. Sosyal medya kullanıcılarının politik içerikli hesapları takip edip bunlara ilgi göstermeye başlamasının hemen ardından yaşanan Arap Baharı ile farklı bir kullanım gerçekleştiğini görmekteyiz. 2010 yılında Tunus’ta ortaya çıkan Arap Baharı, o dönemde sosyal medya platformlarının etkin bir şekilde kullanılması sonucunda, kitlelerin kolay bir şekilde organize olabilmesine olanak sağlamıştır. Aynı zamanda, isyanların geniş kitlelere ulaşıp etkisinin büyümesine ve diğer ülkelere sıçramasına da sebep olmuştur.

Yerel halk tarafından kullanılıp kolay bir şekilde organize olunmasına olanak veren sosyal medya platformlarının, yerel hükümetler tarafından kısıtlanması veya uygulamalara giriş yasağı gibi faaliyetler düzenlenmesi durumunda ABD’nin buna karşı çıkacağı belirtilmiştir. Öyle ki, Twitter uygulaması üzerinden 2010 yılında Mısır’da ortaya çıkan ayaklanmaların sonucunda internet kesintileri gerçekleşmiştir. ABD bu duruma müdahale ederek, teknoloji şirketleri ile anlaşmalar düzenleyip merkezsiz internet gibi yeni faaliyetler üzerinde çalıştıklarını açıklamıştır. Böylelikle, internet kesintisi olsa bile halk tarafından bu sosyal medya platformlarına erişim sağlanılabilecekti.


​Tüm bu olayların ardından, sosyal medya platformlarının hem devletler üzerinde hem de halk üzerinde ne denli bir etkiye sahip olunduğu görülmüştür. Böylelikle, dijital diplomasi; üzerinde yoğunlaşılması gerekilen yeni bir kavram olarak uluslararası ilişkilerde yerini almıştır. Özellikle dış politikada büyük bir önem arz eden bu alanın başarılı bir şekilde uygulanması için çalışmalar yürütülmeye başlanmıştır. Örneğin, sosyal medya kullanılmaya başlamadan önce gerçekleşen diplomasi yöntemleri, sosyal medya platformlarının aktif bir şekilde kullanılmaya başlamasının ardından önemi azalmıştır. Artık sadece eski şekilde diplomasi yöntemlerini uygulayan diplomatlar değil, her iki yöntemi de başarılı bir şekilde uygulayan diplomatlar tercih edilmeye başlanmıştır. Öyle ki, dijital diplomasinin yaygınlaşması sonucunda, dijital elçiler de görülmeye başlanmıştır.

Dijital diplomasinin gelişmeye başlamasıyla beraber, sadece sosyal medya platformları değil dijital siteler de önem kazanmaya başlamıştır. Bunu iki örnek üzerinden açıklayacak olursak; Finlandiya ve Estonya arasında 2013 yılında e-anlaşma imzalanmıştır. Tarihte bir ilk olan bu anlaşma ile yeni bir çığır açıldığı yönünde iddialar da güç kazanmıştır. Diğer örnek ise, 2007 yılında Türkiye’de gerçekleşen E-muhtıra olayıdır. Bu dönemde, Genelkurmay Başkanlığı tarafından yayınlana bildiri ile hükümetin uyguladığı politikalar eleştirilmiş ve bu bir muhtıra olarak algılanmıştır. Genelkurmay Başkanlığının web sitesinde yer alan bir bildiri olduğu için adına E-Muhtıra denmiştir. Her iki farklı açıdan da dijital diplomasinin nelere sonuç verebileceği görülmüştür. İyi olarak kullanıldığında anlaşmalar yapıldığı gibi kötü olarak kullanıldığında ise yayınlanan bir bildirgenin muhtıra olarak algılanmasına da sebep olmuştur.

Yorumlar


bottom of page