top of page
Yazarın fotoğrafıFevzi Basara

GÖRSEL ANLATI VE DÜZEN ELEŞTİRİSİ: THEY LIVE FİLMİNDE KAPİTALİZM

"Acımasız bir toplum yarattılar ve biz kasıtsız suç ortaklarıyız... Bizi transa geçirdiler. Bizi kendimize ve diğerlerine göre farklılaştırdılar. Yalnızca kendi çıkarlarımıza odaklanmış durumdayız."

Giriş

Sinemanın sonsuz ve evrensel dile sahip olma özelliği; sosyal, ekonomik ve politik konuların derinlemesine incelenerek filmlerde de eleştirel, akılcı bir biçimde yansıtılmasına bir olanak sağlar. Bu araştırma, tarihte ve günümüzde çok ciddi kitleleri temsil eden kapitalizm ve totalitarizm konusundaki etkileri inceler ve izleyicilerin yaşam tarzlarını sorgulamasına katkıda bulunmayı amaç edinir. Birçok fikir tarih boyunca toplumların ekonomisini, yönetimini ve yaşam tarzını şekillendirmiştir. Belki de bu fikirler arasından insanların hayatına en çok etki eden fikirler kapitalizm ve totalitarizm olmuştur. Öyle ki bu etki günden güne artarak ilerlemektedir. Güzel sanatların bir dalı olan sinema ise bu sistemlerin yarattığı buhranları, gerilimleri, zorlukları ve çatışmaları insan deneyimlerini esas alarak beyaz perdeye aktarmıştır. Sinema bu anlamda çok değerli bir rol üstlenmiştir. Sinema; politik, toplumsal ve ekonomik problemlere duyarlı bir sanat dalı olarak, izleyenlerine dünya görüşlerinin perspektifini geliştirme, değiştirme ve karmaşık konuları anlama fırsatı sunmuştur. Esasında kapitalizm ve totalitarizm birer ideoloji değillerdir. Ancak bugün geldiğimiz noktada insanların birçoğu kapitalizmi ve totalitarizmi ideolojileştirmişlerdir. Bu çalışmada kapitalizm ve totalitarizm yalın bir biçimde tanımlanmış, sinemadan bir film kapitalizm örneği, bir film totalitarizm örneği için seçilip ilgili sahneler ve durumlar çeşitli örneklerle anlatılmıştır. Bu durum ise kapitalizm ve totalitarizmin sinemadaki temsillerinden birinin incelenmesini sağlamıştır. Ve bu çalışma kapsamında kapitalizm ve totalitarizmin ele alınarak sinemanın çok güçlü bir eleştiri ve sorgulama aracı olduğu gösterilmiştir.


Kapitalizm Tanımı

Kapitalizm bir çeşit ekonomik ve toplumsal düzen sistemi olarak tanımlanır. Bu sistem de içerisinde; özel mülkiyet, serbest piyasa ekonomisi, kâr amacı hedefi, rekabet, tüketicilerin özgürlüğü(!) gibi alt başlıklar içerir. Kapitalizm bireylerin, kuruluşların ve işletmelerin şahsi çıkarlarını gözeterek birtakım ekonomik faaliyetlerde bulunduğu bir düzeni ifade eder. Bu düzen ise serbest piyasa ekonomisi, kâr amacı ve rekabet durumlarına dayalıdır. Bunun akabinde özel kuruluşların ve bireylerin yüksek kârlar elde etmeyi hedeflediği bir tablonun temsilidir. Kapitalizmdeki üretimler genellikle arz-talep dengesine göre ortaya çıkarılmaktadır. Ancak bu arzların birçoğu özellikle popüler kültürün hayatın her alanına dahil olmasıyla birlikte ihtiyaç olan arzdan çıkmıştır. Yani popüler kültürün var olup yayılmasıyla insanlara suni ihtiyaçlar yaratılıp gerçek ihtiyaçlar göz ardı edilmiştir. Bu durum da arzın yanlışlığını sağladığından ötürü talep konusunda da doğru ve gerçek ihtiyaçlara dayanan bir üretim olmamıştır. Yani insanların birçoğu arzlarını hedonist yaklaşımlarla belirleyip gösterişçi tüketimin bir parçası olmuştur. Bu oran da günden güne yayılarak ve büyüyerek devam etmektedir. Tüm bu olguların sonucunda kapitalizm; gelir adaletsizliği, gösterişçi tüketim, suni ihtiyaçlar, sosyal adaletsizlik gibi olumsuz durumları doğurmuştur.


Kapitalizm Başlığı Altında İncelenen ‘’They Live (1998)’’ Filmi

Filmin Özeti: George Nada, işsiz bir inşaat işçisi olarak Los Angeles’a gelir. Nada, sonunda bir inşaatta iş bulur ancak yevmiyesini geç bir tarihte alacaktır. Bunun akabinde bir kilisenin hemen yanına kurulmuş varoş yaşam alanında yaşamaya başlar. Bir gün, kiliseye yapılan polis baskını sırasında Nada, kilisenin duvarının içinde gizemli bir kutu bulur. Bu kutuyu açtığında içinde özel bir gözlük bulur. Bu gözlüğü taktığında aslında bir nevi gerçek dünyayı ve gizlenmiş gerçekleri görmeye başlar. Bu gözlük, insanların çevresindeki medya görüntülerinin, reklam panolarının, markaların insanları manipüle ederek yayınladıkları reklamların altında yatan gizli mesajları ve toplumun içine karışmış uzaylıları gösteren bir araçtır. Nada, aslında dünyanın uzaylılar tarafınca kontrol edildiğini ve insanların tüketim kültürü yani kapitalizm içerisinde bir nevi şırıngayla uyuşturulduğunu fark eder. Dünyayı ele geçiren uzaylılar, reklamların içerisinde; insanlara çok güçlü bilinçaltı mesajlar vererek onları rahatça hareket ettirebilmekte ve yönetmektedir. Özel gözlüğe sahip bir grup insan da uzaylılara karşı direnişe başlamıştır. Ancak uzaylılar çok yüksek teknolojilere ve imkanlara sahiptirler. Nada, bu direnişçilerle bir araya gelir ve uzaylı kontrolüne karşı bir mücadeleye girişir.


Kapitalizme ''They Live'' Filminden Bakış ve Eleştirisi

They Live filmi, John Carpenter’ın yönettiği 1998 yapımlı Amerikan filmidir. Bu film kapitalizm ve tüketim kültürünün yarattığı problemlere odaklanan eleştirel politik bir bilim kurgu filmidir. Film özellikle 1980 Amerika’sındaki toplumun, tüketim kültürüne ve kapitalist sisteme itaatine karşı eleştiriler içerir. Film Ray Nelson’ın ‘Eight O’Clock in the Morning’ eserinin uyarlamasıdır. They Live 7,2 IMDb puanıyla dünyada en çok beğenilen filmler arasındadır.


Dinin, Kapitalizmden Kurtarıcı Bir Öge Olarak Kullanılması

Film, başrol Nada’nın iş aramasıyla başlar. Nada bir süre sonra bir inşaatta işe girer. Nada girdiği bu işte fiziksel güç olarak adeta sömürülür. Nada’nın ne bir kalacak yeri vardır ne de parası. Ardından, iş yerinde Frank adındaki diğer bir çalışanla tanışır. Frank, Nada’ya kalacak bir yer bildiğini söyler. Gittikleri yer komün tarzda varoş bir yaşam alanıdır. Bir süre sonra bir rahibin ve yaşlı bir adamın ‘sistemin uydurmacadan ibaret olduğunu ve insanların tüketimle kandırıldığını’ söylediği görülür.


Yaşlı adam bu konuşmalarını TV yayınına sızarak yapar. Bu yayının merkezi ise bir kilisedir. Ertesi gün polisler gelir, yayının merkezi olan kiliseye baskın düzenler, komün varoş yaşam alanını da yerle bir eder. Bu sahnelerdeki olaylarda din, kurtarıcı ve sığınılması gereken bir öğe olarak gösterilmiştir. Kapitalist düzenin karşısında duran ve bu amaçla çeşitli eylemlerde bulunan kitle, kilisede ve kilisenin yakınında betimlenmiştir. Hatta filmdeki rahip karakteri sokaklarda düzen karşıtı konuşmalar yapar. Düzen karşıtı TV yayınlarının ise kilise merkezli yapılması bu betimlemenin sağlam ve yoğun şekilde yapıldığını gösterir. Yani kapitalist, sömürü düzenin karşısında din ile durulabileceği, bu sömürü düzenine direnişin de din vasıtasıyla oluşturulabileceği anlatılmıştır. Kurtuluşun basamaklarının ise yine din sayesinde inşa edilebileceği yoğun ve açık şekilde betimlenmiştir. İnsanların arasındaki uzaylıları (kapitalizm kitlesi) ve gizli gerçekleri gösteren özel gözlüğün kilisede bulunması da kapitalist düzenin yalanlarının ve kandırmacalarının doğrusunun din ile görülebileceği anlatılmıştır.


Medya Manipülasyonu ve Tüketici Kültürü Eleştirisi

Filmdeki katalizör; Nada karakterinin gözlük kullanarak gerçek dünyayı görmesiyle; reklamların ve medyanın arkasındaki gizli mesajları keşfetmesiyle sağlanmıştır. Bu mesajlar, insanları tüketmeye ve itaat etmeye yönlendiren, tüketici kültürü destekleyen unsurları temsil eder. Kapitalist sistemde tüketim kültürünün bireyleri nasıl kontrol altına aldığı ve çeşitli propaganda yöntemleriyle manipüle ettiği vurgulanır ve eleştirilir. Nada karakteri gözlüğü taktığı andan itibaren sanki başka bir dünyaya gitmiş hissine kapılır. Bu başka dünya aslında en gerçek dünyadır. Caddelerdeki ürün reklamlarına gözlüksüz baktığında normal sloganlı reklamlar, gözlüklü bakıldığında ise ‘itaat et’, ‘almak zorundasın’, ‘senin tek amacın iyi görünmek başka bir şeye ihtiyacın’ yok gibi ibarelere dönüşür. Yani; kapitalist düzenin insanları tüketime yönlendirdiği ve düşünce sistemlerini manipüle ettiğini gösterir.

Kapitalizmin Getirdiği Sınıf Ayrımı ve Güç Dengeleri Eleştirisi

Uzaylılar, filmde güç ve kontrolü temsil eder. Bu uzaylılar, insanların zihinsel ve ekonomik özgürlüklerini sınırlayan, güç odaklarına eleştirel bir bakış sunar. Film; kapitalizmin belirli kesimlerine ulaşarak, kapitalist dengelerin toplum ve halk üzerindeki sosyal adaletsizlik, gelir dengesizliği gibi etkilerini sert bir şekilde eleştirir. Filmdeki bir sahnede bir kadın kuafördedir ve çalışanlar onun tırnaklarını yapar. Gözlük takıldığında kadın; uzaylı formunda, çalışanlar ise yine normal insan formunda görünmektedir. Yani toplumsal sınıflaşmayı maddi yönden anlatır.

Kapitalizmin İnsan İlişkilerini Zedelemesi Üzerine

They Live filminin görsel dili, insanların birbirleriyle olan ilişkilerinin kapitalist düzenin tesiriyle nasıl etkilendiği açık bir şekilde anlatır. Uzaylıların gerçek yüzlerini gören Nada, insanlar arasındaki samimiyet, güven ve dayanışmanın nasıl sekteye uğradığını ve yok olabileceğini görür. Kapitalist düzenin getirdiği rekabetçilik, bireyleri birbirine rakip hale getirir. Akabinde de bu rekabetin; güven, samimiyet, dostluk gibi insanî duyguları; insandan nasıl söküp attığını gösterir.


Direniş Fikri; Kapitalizmi Yenebiliriz Bakış Açısı

Nada ve beraberindeki insanların uzaylılara (kapitalist düzene) karşı başlattığı direniş, kapitalist sisteme karşı; ‘mağlup edilmesi mümkün bir güç’ bakış açısını temsil eder. Filmin sonlarına doğru; Nada ve beraberindeki insanlar, toplumu bilinçlendirmeye ve düzenle mücadele etmeye yönlendiren bir çabaya girer. Bu kapitalizme karşı çok sert bir eleştiri ve yapılması zorunlu bir değişim çağrısı olarak algılanabilir. Tüm bu eleştiriler sonucunda; They Live filmi, kapitalizmi sertçe ve rasyonelce eleştiren bir sanat eseridir. Film; görsel anlatım, hikâye, sembollerle kapitalizme karşı bir eleştiriyle beraber sorgulama eylemi getirir.


Araştırmanın Genel Sonucu: Araştırma kapsamında; filmlerle ele alınan kapitalizm ve totalitarizm düzenlerinin insanları nasıl bir karanlık ve çıkmaza sürüklediği görülmüştür. Teoride, birbirinden bağımsız ve farklı iki düzen gibi görünse de aslında birbirinden hiçbir farkları olmadığı ortadadır. Kapitalizm insanların hayatını; özgürlük, zenginlik, hedonizm, imaj ve gösteriş gibi suni kavramlarla, totalitarizm ise; güç, dengeler, güvenlik ve din gibi suni kavramlarla mahvetmiştir. Aslında kapitalizm de totalitarizm de güçlüyü daha güçlü, güçsüzü daha güçsüz yapmaktadır. Totalitarizmde de kapitalizmde de belirli bir güce hizmet söz konusudur. Bu güç totalitarizmde bir çeşit lider figürü, parti, politikacı iken kapitalizmde de; markalar, inovasyonlar ve teknolojilerdir. Kapitalizm dünyayı yönetme gücünü amaçlarken, totalitarizm de toplum tandanslı bir yönetme gücünü isteyerek akabinde yönetme gücünü daha da genişletmek ister. Yani kısacası iki dünya düzeni de insanların hayatını bir çeşit karanlığa ve bataklığa sürüklemektedir.


(Persepolis filmi ve They Live filmi birlikte ele alınmıştır. İki incelemenin de okunması tavsiye edilir.)

Comments


bottom of page