Suriye’nin Halep kentinde başlayan son operasyonlar, yalnızca Suriye iç savaşının değil, bölgesel ve uluslararası dengelerin de yeniden yapılandığı bir döneme işaret ediyor. Heyet Tahrir el-Şam - Şam Kurtuluş Heyeti (HTŞ) liderliğindeki muhaliflerin, rejim güçlerinin elindeki Halep’in merkezine kadar ilerlemesi, savaşın seyrinde dönüm noktası olabilecek nitelikte.

Halep’in Stratejik Önemi ve Suriye İç Savaşındaki Yeri
Halep, Suriye iç savaşında yalnızca bir kent değil, aynı zamanda sembolik bir güç merkezi olmuştur. Rejim güçlerinin Halep’i ele geçirmesi, Beşar Esad’ın iç savaşın galibi olarak görülmesine neden olmuştu. Bununla birlikte, Halep’in kaybedilmesi muhalefet için moral bozucu bir yenilgi olarak görülse de, şehir üzerindeki çatışmalar hiçbir zaman tam anlamıyla sona ermedi.
Halep’in stratejik önemi, şu başlıklarda özetlenebilir:
1. Tarihi ve Ekonomik Değer: Halep, Suriye’nin ticaret yollarının kesiştiği bir merkezdir. Tarihi İpek Yolu üzerindeki bu kent, ekonomik kontrol açısından kritik bir öneme sahiptir.
2. Psikolojik Etki: Halep’in kontrolü, savaşın taraflarından birinin üstünlük kazandığına dair güçlü bir algı oluşturmaktadır. Rejimin Halep’i alması, Esad’ın psikolojik üstünlük kurmasını sağlamıştı. Bugün ise muhaliflerin hızlı ilerleyişi, bu üstünlüğü tekrar sorgulanabilir hale getirdi.
3. Askeri Strateji: Halep, İdlib, Hama ve Şam’ı bağlayan yolların merkezinde yer alır. M4 ve M5 otoyollarının kontrolü, lojistik üstünlük açısından kritik önem taşır.
Muhaliflerin İlerleyişi: HTŞ’nin Rolü ve Stratejik Adımları
Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) Halep operasyonundaki liderliği, muhaliflerin askeri ve siyasi stratejilerini birleştiren bir planlama örneği olarak öne çıkıyor. HTŞ, İdlib’deki hakimiyetini pekiştirirken, diğer muhalif grupları etkisi altına alma sürecini hızlandırdı.
Operasyonun Planlama Boyutu
HTŞ’nin Halep operasyonu, yalnızca askeri açıdan değil, aynı zamanda stratejik ve psikolojik yönleriyle dikkat çekiyor:
• M4-M5 Kontrolü: Muhalifler, rejimin lojistik hatlarını keserek Halep’in batı kırsalındaki hakimiyetlerini genişletti. Bu, rejim güçlerinin koordinasyonunu ciddi anlamda zayıflattı.
• Hızlı İlerleme: Rejim askerleri ve İran destekli milislerin mevzilerini terk etmesi, HTŞ’nin planlı ve hızlı bir ilerleme kaydetmesini sağladı. Bu durum, muhaliflerin yalnızca yerel değil, bölgesel dengeler üzerinde de etkili olabileceğini gösteriyor.
• Askeri Lojistik ve Moral Üstünlük: HTŞ, rejimin zayıf noktalarını doğru analiz ederek, hem psikolojik hem de askeri üstünlük kurmayı başardı.
Bölgesel Aktörlerin Tepkileri ve Stratejik Hesaplamalar
Halep operasyonu, bölgesel güçler üzerinde de derin etkiler oluşturmaktadır. Türkiye, İran, ABD, İsrail ve Rusya gibi aktörlerin bu duruma tepkileri, bölgedeki geleceğin şekillenmesinde belirleyici olacaktır.
— İran: Kaybedilen Etki Alanı
Halep’teki İran destekli milislerin zayıflığı ve geri çekilmesi, İran’ın Suriye’deki varlığını ciddi şekilde sınırlandırmıştır. İran, Halep’i kaybetmekle birlikte, stratejik anlamda yalnızca çöllere ve Irak sınırına sıkışma riskiyle karşı karşıyadır.
• İran’ın Stratejik Daralması: Humus ve güneydeki çöllerden sonra Halep’in kaybı, İran’ın Şii milislerle kurduğu savunma hattını çökertmiştir.
• Yeni Milis Gönderme Çabası: İran’ın Irak’tan yeni milis gruplar getirme planları olsa da, bu hamlenin etkili olması zaman alacaktır.
— Türkiye: Yeni Fırsatlar ve Riskler
Türkiye, HTŞ’nin Halep’teki ilerlemesini yakından izleyen bir aktördür. Halep’in muhaliflerin eline geçmesi, Türkiye’nin Tel Rıfat’a yönelik (olası) planlarını hızlandırması için stratejik bir fırsat doğurabilir.
• Tel Rıfat ve YPG Sorunu: Halep çevresindeki YPG varlığı, Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından öncelikli bir mesele olarak kalmaya devam etmektedir.
• SMO’nun Durumu: Türk destekli SMO’nun (Suriye Milli Ordusu) HTŞ ile ilişkileri, ilerleyen süreçte Türkiye’nin Suriye politikasını yeniden şekillendirebilir.
— İsrail: İran’ın Zayıflamasına Olası Destek
İsrail, İran’ın Suriye’deki etkisinin azalmasından memnuniyet duyabilir. Halep’teki gelişmeler, İsrail’in Suriye’deki güvenlik stratejilerini destekler niteliktedir. İsrail, bu süreçte İran’ın askeri varlığına yönelik saldırılarını artırabilir.
— Rusya: Zayıflayan Etki
Ukrayna savaşı, Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığını önemli ölçüde azaltmıştır. Rejim güçlerine hava desteği sağlayamayan Rusya, Halep’teki yenilgiyle bölgedeki etkisini daha da kaybedebilir.
• Rusya’nın Lojistik Sorunları: Wagner ve diğer paralı askerlerin çekilmesi, rejimin savunma kapasitesini ciddi şekilde zayıflatmıştır.
Geleceğe Dair Senaryolar: Halep ve Suriye’nin Yeni Dönemi
Halep operasyonu, Suriye iç savaşında yepyeni bir dönemin başlangıcını işaret etmektedir. Bu bağlamda, gelecekte öne çıkabilecek bazı senaryoları ele almaya (tahmin etmeye) çalışalım.
1. HTŞ’nin Gücünün Konsolidasyonu
HTŞ, Halep operasyonundaki başarısıyla muhalefet içindeki liderliğini pekiştirebilir. Diğer muhalif grupların HTŞ’ye katılması ya da etkisi altına girmesi muhtemeldir. Bu durum, HTŞ’nin daha merkezi bir askeri ve siyasi güç haline gelmesine yol açabilir.
2. Rejim Güçlerinin Geri Çekilmesi
Esad rejimi, Halep’teki mevzilerini tamamen kaybedebilir. Rejimin yeniden toparlanması, İran ve Rusya’dan gelecek desteğe bağlıdır. Aksi takdirde rejimin iktidarını yalnızca sınırlı bölgelerde sürdürebileceği bir döneme girilebilir.
3. Bölgesel Çatışmaların Artışı
Halep’in el değiştirmesi, Türkiye, İran ve Rusya arasında yeni gerilimlere neden olabilir. Özellikle Tel Rıfat ve YPG’nin durumu, bu çatışmaların odak noktası haline gelebilir.
Halep’teki Değişim, Bölgenin Dönüşümü
Halep operasyonu, Suriye iç savaşının geleceğini şekillendiren en önemli gelişmelerden biridir. HTŞ, operasyonun askeri ve siyasi başarılarıyla sadece Suriye’nin kuzeyinde değil, tüm ülkede dengeleri değiştirecek bir aktör olarak ortaya çıkmıştır. Ancak bu durum, yerel, bölgesel ve küresel güçlerin stratejileri ve çıkarlarıyla şekillenecek karmaşık bir dönemin de habercisi olacaktır.
Halep Operasyonunun Bölgesel ve Küresel Yansımaları
1. Türkiye’nin Rolü: Yeni Fırsatlar ve Zorluklar
Halep operasyonu, Türkiye’nin Suriye politikasında belirleyici bir döneme denk gelmektedir.
• Tel Rıfat ve Kuzey Suriye: Türkiye’nin uzun süredir hedeflediği Tel Rıfat operasyonu, Halep çevresindeki dengelerin değişmesiyle daha gerçekçi hale gelmiştir. Ancak, HTŞ’nin Tel Rıfat’a müdahale etmesi ya da bu süreçte Türk destekli SMO ile HTŞ arasında bir gerilim yaşanması olasılığı, Türkiye için karmaşık bir tablo oluşturabilir.
• Mülteci Krizi: Halep’teki çatışmaların yoğunlaşması, Türkiye’ye doğru yeni bir mülteci dalgasını tetikleyebilir. Bu durum, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal yükünü daha da artıracaktır. (Çok dikkatli olunmalı ve takip edilmeli)
• Ankara-Moskova İlişkileri: Türkiye’nin, HTŞ’nin ilerleyişine dolaylı destek vermesi, Rusya ile ilişkilerde gerginliğe yol açabilir. Özellikle İdlib ve Halep çevresindeki askeri dengeler, Ankara-Moskova hattında yeni müzakereleri gerektirebilir.
2. İran: Daha Büyük Bir Çöküşün Eşiğinde
Halep’in kaybı, İran’ın Suriye’deki etkisinin ciddi anlamda daralmasına neden olacaktır.
• Lojistik Zorluklar: İran’ın, Irak vb. yerlerden milis getirerek durumu telafi etme çabaları, bu operasyonun hızla sonuçlanması durumunda etkisiz kalabilir.
• Irak ve Lübnan’a Bağımlılık: İran’ın Halep ve diğer stratejik bölgelerdeki yenilgileri, bu ülkenin bölgesel nüfuzunu yalnızca Irak ve Lübnan gibi sınırlı alanlara sıkıştırabilir.
• İsrail’in Müdahaleleri: İran’ın Halep’teki yenilgisi, İsrail’in Suriye’de İran bağlantılı hedeflere yönelik saldırılarını daha da artırmasına neden olabilir. Bu durum, İran’ın bölgede daha fazla savunmaya çekilmesine yol açabilir.
3. Rusya: Suriye’de Azalan Etki Alanı
Ukrayna savaşı, Rusya’nın Suriye’deki askeri varlığını büyük ölçüde zayıflatmıştır. Bu durum, rejim güçlerinin sahada yalnız kalmasına neden olmuştur.
• Rusya’nın Çıkmazı: Moskova, Suriye’de kaybettiği etkisini telafi etmek için diplomatik girişimlere ağırlık verebilir.
Ancak, HTŞ gibi yeni aktörlerin güç kazandığı bir dönemde, bu çabaların ne kadar etkili olacağı belirsizdir.
• Uluslararası Algı: Rusya’nın Suriye’deki etkisinin azalması, ABD ve Batı ittifakının bölgede daha fazla söz sahibi olma ihtimalini artırabilir.
4. Uluslararası Arenada Yeni Dinamikler
Halep operasyonu, Suriye’deki iç savaşı yeniden uluslararası toplumun gündemine taşıyabilir.
• Batı’nın Tutumu: ABD ve Avrupa, HTŞ’nin ilerleyişini, Suriye’deki güç dengelerini yeniden düzenlemek için bir fırsat olarak değerlendirebilir. Ancak HTŞ’nin terör bağlantıları nedeniyle, Batı ülkeleri bu konuda ihtiyatlı davranacaktır.
• Bölgesel İş Birliği Olasılıkları: Türkiye, Rusya ve İran’ın bölgesel çıkarları arasındaki uyumsuzluk, yeni diplomatik girişimleri zorunlu kılabilir. Özellikle Astana süreci kapsamında başlayan iş birliği mekanizmalarının yeniden şekillenmesi gündeme gelebilir.
Geleceğin Siyasi Soruları
1. Halep’e Kimin Bayrağı Dikilecek?
Halep’in kontrolü, yalnızca askeri bir başarı meselesi değil, aynı zamanda siyasi bir egemenlik sorunudur. HTŞ’nin ilerleyişine rağmen, bölgedeki diğer aktörlerin nasıl bir tutum sergileyeceği, Halep’in geleceğini belirleyecektir.
Suriye İç Savaşı Yeni Bir Boyut Kazanacak mı?
Halep’in HTŞ kontrolüne geçmesi, iç savaşın seyrini yeniden şekillendirebilir.
• Muhalifler, yeni bir stratejik üstünlük dönemi başlatabilir. Bu durum, rejim güçlerinin daha da zayıflamasına neden olacaktır.
• Bölgesel ve uluslararası güçler, Suriye iç savaşına dair pozisyonlarını yeniden değerlendirmek zorunda kalacaktır.
Sonuç
Halep operasyonu, Suriye iç savaşının en önemli dönüm noktalarından biri olarak tarihe geçebilir. HTŞ’nin hızlı ve planlı ilerleyişi, rejim güçlerinin zayıflığını ve uluslararası dengelerdeki kırılganlığı açıkça göstermiştir. Bu süreçte, yerel ve bölgesel aktörlerin stratejik hamleleri, Suriye’nin geleceğini şekillendirecektir.
Halep’in nihai kaderi, yalnızca Suriye’nin değil, tüm bölgenin güç dengesini değiştirme potansiyeline sahiptir. Önümüzdeki günlerde sahada yaşanacak gelişmeler, bu dönüşümün yönünü ve hızını belirleyecektir.
Kommentare