Tarih boyunca filozofların, Bilim dünyasında iz bırakmış bilim insanlarının, doğudan çıktığını görürüz. Hatta batılıların bugün bile doğunun maddi manevi zenginliklerini elde etmek için geçmişten beri doğu ile savaşlar yaptığını biliriz.

Işık doğudan yükselir. Fikirler, tasavvuf, mimari, bilim ve daha nicesi.. Şu anki Avrupa’nın oluşumunda bile Kavimler Göçünün etkisi büyüktür.
Bilhassa Anadolu coğrafyasının kültürel olarak zenginliği tartışılmazdır Hatta zamanında burada bulunan medeniyetlere tarihi eserlerin çoğu Avrupa’ya götürülmüştür. Avrupadaki müzelerin çoğunda ziyaret edebilirsiniz.
Doğunun Batı’ya etkisine örnek olarak Pers imparatorluğunun tarihi çok eskilere dayanmasını Esasen bugünkü ingilizcede bile farsça ile ortak kelimeler bulunmasını söyleyebiliriz.
Bununla beraber Siyasi olaylarda bile genel olarak Batı’nın doğuyu ele geçirme çabası üzerine oynanan oyunları görmekteyiz. Elbette tam tersinin olduğu bazı istisnalar da olacaktır. Örnek vermek gerekirse Endülüs Emevi Devletinin kuruluşu bu istisnalardan biridir. Zira burada doğudan batıya fiziksel ve kültürel olarak yayılmış bir devlet görmekteyiz. İrdelemek gerekirse gitar İspanya’da ortaya çıkmıştır fakat atası Ud’dur. Ud ortadoğu coğrafyasına ait bir enstrümandır. Önce perdesiz bir enstrüman olan uda perde getirilmiş daha sonra kasası değişti. Böylece gitar doğdu. Doğu’nun üzerine batının yorumu eklendi ve yeni bir şey ortaya çıktı.
Peki yüzyıllar boyunca ışık doğudan yükselmesine rağmen nasıl batıda battı? Gelin biraz bunu irdeleyelim.
İtalya’da başlayan rönesans ve Almanyada başlayan reform gibi hareketler bilim sanat ve din hakkındaki dogmatik düşüncelerin zayıflamasına sebep olmakla kalmayarak kilisenin otoritesini de sarstı. Okuma yazma oranı arttı ve bir aydınlanma başladı. İnsanlar sorgulamaya başladı. Kültürel yükseliş başladı.
Benzer yıllarda Batı aydınlanmaya fakat Doğu kararmaya başladı. Elbette burada gerileme manasında bir kararlılıktan tam manasıyla söz edemeyiz ancak. Bir tarafın ilerlemesiyle eş zamanlı olarak diğer tarafın yerinde saydığını söylemek mümkün. Bugün de bu durumun çok da değiştiğini söyleyemeyiz. Batı her anlamda ileride, Doğu ise savaşların vuku bulduğu kaotik bir alan halinde hala yerinde saymaktadır
Işık doğudan yükselmiş olsa da çoktan batıda batmıştır. Önemli olan ışığın nereden yükseldiği değil nereyi aydınlattığı kalkındırdığı ve de nerede battığıdır.
Comments