KONFOR ALANI

Merhaba dostlar, bugün biraz farkında olmadan rahata alışıp en ufak bir sıkışmaya geldiğimizde kaçmamız veya kolay yollara başvurmamızın bizi bulunduğumuz yerde tepinmemizden öteye götüremeyeceğinden bahsedeceğim..

Öncelikle bir kimsenin içinde yaşadığı hayatın zihnen, ruhen ve fiziken alışkın olduğu rahat bir yaşam sınırlarıyla çevrelenmesine konfor alanı denir. En basitinden uzak doğu yemeklerinin tadına bakmaya çekinen/geri duran bir insana önyargılı olma derken, aslında konfor alanından çık demiş oluyoruz. Çünkü yıllardan beri gelen bir damak zevki ve alışılmış tatlar var o kişinin üstünde, bu nedenle bu konforlu yaşam stilini iki dakikalık farklı bir kültürün yemeğine ayıramaması onun alışkanlıklarının esiri olduğu anlamına da geliyordur.

Veya hiç dinlemediğiniz halde sevmediğiniz bir siyasetçinin konuşmalarını sürekli es geçtiğinizi düşünün, bir gün aynı siyasetçinin konuşmasına kulak verdiğiniz zaman anlayacaksınız zihnen konfor alanınızdan nasıl da kolaylıkla çıktığınızı, tabii bu yalnızca olumsuzluk anlamında algılanmamalı, sevmediğiniz birisinin söylemlerine kulak vermek size dinleme ve sabretme tecrübesi de kazandıracaktır..

''Felsefe yapmak şeytan işi! Adamı dinden çıkarır'' diyen kesimin de aslında bazı gerçekleri görmek istememelerinin yanında, bir de konfor alanlarının huzuru ile harmanlanan ömürlerine zeval gelmemesini istemelerinden kaynaklanıyor..

''Bir ''görüşünün'' olabilmesi için ''görmüşlüğün'' olması lazım. Yoksa sadece zannın olur.'' Diyen Sinan Canan'da burada konfor alanlarımıza güzel bir gönderme yapmakta.. Otomatikleşmiş bir hayattan daha rahatsız edici başka bir şey varsa o da bu hayatla mutlu olduğumuzu sanmamızdır. Truman Show filmindeki Truman'dan da anlayacağınız üzere, Truman filmin sonunda denizde tekne ile ilerlerken fırtınalarla savaş vermemiş miydi bulunduğu dünyadan kurtulmak için?

Size vaat edilen hayatı yaşayıp anlamsızca var olmaktansa kendi yarattığınız dünyanın ışığında ilerlemenin kıymeti sizce de çok şey fark etmeyecek mi? Yankı odalarınızdan çıkmanız için sizin gibi olmayan insanlara ve sizin alışık olmadığınız yaşam stillerinde sadece göz gezdirip bakmakla yetinmeyin çünkü; ''Eyleme geçmeyen her farkındalık pişmanlıktır.'' Size sunulan hayatın sınırları sizi bir kilometre ötenizde yolun köşesinde duran köprüyü geçirtemiyorsa hayat yaşadığınızdan bahsetmeyin, aksi halde köprüyü geçenler için bir haksızlık olmuş olur..

Hoşça kalın, sevgi ile...