LALE DEVRİ'NE GİDEN SÜREÇ VE PATRONA HALİL İSYANI
- Fatih Kizir
- 20 Oca 2024
- 4 dakikada okunur
Osmanlı Devleti, 1718 senesinde sadrazam olan Nevşehirli Damad İbrahim Paşa ile beraber 12 senelik bir "Lale Devri" dönemine girecekti. 12 senelik bu süreçte devlet görevlilerinin zevk alemine dalması Osmanlı toplumunda huzursuzluk yaratacak idi. Bu huzursuzluk ortamında Patrona Halil ve arkadaşları isyan çıkartarak bir devrin kapanmasına sebebiyet vereceklerdi.

Osmanlı tarihi 18. yüzyıl başlarından itibaren büyük bir değişim içine girmişti. Bu girmiş olduğu değişim ilk olarak 1703 senesinde meydana gelen 1703 İsyanı ile başlamıştı. O döneme (II. Mustafa Devri) kadar Osmanlı Devleti kendi içinde Feyzullah Efendi’nin sürdürdüğü bir politika ile siyasete yapıyordu. Şeyhülislamın devam ettirdiği bu politikaya destek çıkanlar olduğu gibi karşı çıkanlarda vardı. Ancak tam anlamı ile kimse o dönem Feyzullah Efendi'ye karşı bir mücadeleye başvurmasa da seslerin yükseldiği görülmüştü. Feyzullah Efendi, padişahı kendi etkisi altına almış (Feyzullah Efendi, padişahın şehzadeliğinden itibaren hocası); ama o dönem sadrazam olan Köprülü Ailesi’nden Köprülü Amcazade Hüseyin Paşa (görev süresi 1697-1702) devlet içinde güçlü bir idareye sahip idi. Sadrazamın bu gücü sayesinde devlet tam anlamı ile şeyhülislamın eline geçmese de saray içinde entrikalar dönmeye devam ediyordu. Ortaya çıkan entrikalardan biri de Amcazade Hüseyin Paşa’nın şeyhülislam tarafından azledilmesi değil de zorla da olsa istifa ettirilmesi meselesiydi. Çünkü o dönem için bile Köprülüler halen daha iktidarda söz sahibi idi ve doğrudan azledilemediği için istifa ettirilmesine çaba sarf edildi. Bu sebeple istifaya zorlandırıldı ve onun istifa etmesi (sadrazamlıktan istifa eden nadir kişiliklerdendir) ile birlikte devlet tamamen Feyzullah Efendi’nin kontrolüne geçmişti denilebilir.
Feyzullah Efendi’nin yönetimi artık ele alması ile birlikte devlet içinde adam kayırmalar ve kendi akrabalarını yerleştirmeler daha da artarak devlet onun kontrolüne girmişti. Padişah bile onun sözünden çıkmaz olmuştu ve her dediğini yapacak durumda idi. Bunu fırsat bilerek herkesi parmağında oynatıp ne istiyorsa yapıyordu. Bu duruma daha fazla dayanamayan İstanbul’un esnaf takımı bir ayaklanma çıkartarak hem padişahı tahttan indirip hem de Feyzullah Efendi’yi öldürerek kendi çapında devlet içindeki hizipleşmeyi yok etti. Burada önemli bir figür ise Yeniçeri Ağası olan Çalık Ahmed idi. Kendisi ilk defa devletin yönetim biçimine kast ederek Cezayir Dayılığı gibi bir idarenin (cumhuriyet idaresi) kurulması gerektiğini belirtmiş ve hanedanı hedef alarak onların değişmesi gerektiğini söylemiştir. İsyandan sonra ise devlet idaresi tekrardan bir düzene girmiş olsa da ilerleyen süreçlerde bu düzenin tekrardan bozulacağı ve yeniden bir isyan çıkacağı da görülecektir.
O dönem içinde isyandan sonra ise kendini parlatan ve öne çıkan bir isim vardı. Bu isim Çorlulu Ali Paşa idi. Ali Paşa daha sonraları sadrazam olacak ve o dönem için devletin belki de en mühim işlerini üstlenecekti. Bu sebepten dolayı devlet içinde tekrardan bir hizipleşme hareketi başlamış ve bu hareket neticesinde Sadrazam Çorlulu Ali Paşa; Şeyhülislam Ali Efendi, Gazanfer Ağa ve Silahdar (Şehit) Ali Paşa'nın bir entrika kurarak sadrazamı görevden azledip onu makamdan uzaklaştırdılar. Akabinde ise onu idam ettirerek sadrazamlık makamını kendi istedikleri gibi yön vereceklerdi. Boş olan sadrazamlık makamına Çorlulu Ali Paşa yerine Baltacı Mehmed Paşa sadrazam olarak göreve geldi. Mehmed Paşa'nın göreve gelmesinden sonra ise herkesin bildiği Prut Savaşı cereyan etti. Ancak yukarıda ismi zikredilen bu üçlü, Mehmed Paşa’nın savaşı kazanmasına rağmen hiçbir şey yapmamasından dolayı onu rüşvet almakla suçlayarak görevden azlettirip akabinde idam ettirmişlerdi.
Daha sonra ise bütün işleri Silahdar (Şehit) Ali Paşa’nın yaptığını görenler artık onun sadrazam olması gerektiğini söylemişlerdi ve kendisi istemese de bu görevi kabul etmek zorunda kalmıştı. Göreve geleceği sırada yakın arkadaşlarını (Şeyhülislam Ali Efendi ve Gazanfer Ağa) idam ettirip göreve başlamıştı. Kendisi biraz atılgan bir kişiliğe sahip olduğu için Osmanlı’nın kaybettiği toprakları alma ümidiyle hareket edip Mora’nın fethini gerçekleştirmişti. Ardından Belgrad’a doğru hareket edip oradan Avusturya'yı ele almayı düşündüğü için Petervaradin Muharebesi'ni düzenledi. Bu muharebeyi yaparak tekrardan Viyana Kapılarına dayanacağı düşünülebilir. Ancak, işler umduğu gibi gitmedi ve savaş esnasında askeri hareketlendirmek amacıyla ileriye atılmıştı. Ama bu esnada kendisi Petervaradin'de şehit olmuştu. Ali Paşa'nın şehit olduğunu gören askerler ise dağılarak ordu içinde bir karışıklığa sebebiyet vermişti. Böylece ordunun düzeni bozulmuş ve askerler geri çekilmek zorunda kalmıştı. Geri çekildikten sonra ise ordu içinde düzensizlikler meydana gelmiş ve devlet bunu düzeltmeye uğraşmıştı. Bunun için 1718 senesine kadar olan süreçte belirli aralıklarla görev yapacak sadrazamlar atamış olmasına rağmen tam anlamıyla bir düzen kurulamamıştı. 1718 yılına geldiğimizde ise Nevşehirli Damad İbrahim Paşa'nın sadrazam olarak atanması ile birlikte artık yeni bir döneme girilecekti.

Nevşehirli (Muşkaralı) Damad İbrahim Paşa
Nevşehirli Damad İbrahim Paşa'nın göreve gelmesi ile birlikte bir döneme geçilmişti. Herkesin bildiği Lale Devri onun döneminde gerçekleşmişti. Kendisi devleti toparlamak için bir düzen ve nizam inşa etmeye çalışıyordu. Genel tarih anlatısına bakıldığı zaman İbrahim Paşa'nın 12 yıllık süren sadrazamlığı esnasında hiçbir şekilde savaş olmadığı söylenmektedir. Ancak, bu bilgi yanlıştır ve 1722 senesinden neredeyse 1729 senesine kadar Safevi Devleti ile Osmanlılar arasında savaşlar meydana gelmiştir. O dönemler ele alındığı zaman Osmanlıların Batı ile savaşmadığı ve kendini eğlence alemine daldırdığı söylenmiş olsa da Doğu (İran) ile savaşılmıştır. Bu savaşlar neticesinde Osmanlılar ve Safeviler sınırları Kânûnî dönemindeki gibi ayarlayarak günümüze kadar getirmişlerdir.
Nevşehirli Damad İbrahim Paşa, sürdürdüğü bu 12 yıllık sadrazamlık döneminde ordunun daha iyi hal gelmesi için uğraşmış, Avrupa ile ilişkiler geliştirerek onlarla savaşsız bir dönem geçirmiş. Hatta o dönemlerde elçilikler açarak Paris ve Londra Gibi şehirlere sefirler göndererek ilişkilerin adımı atılmış. Sadece diplomasiye önem verilmemiş, onların yaşayış ve kültürleri de gözlemlenmiştir. Bununla beraber matbaa Osmanlı'ya girerek yazılı eserlerin basılması sağlanmıştır. Bunların olmasıyla beraber o dönem kayıtlarda "zevk u sefa dönemi" veya "eğlence dönemi" olarak geçmiştir (Lale Devri ismi ilk olarak Ahmed Refik (Altınay) tarafından yazılmış ve akabinde öğrencisi olan Reşat Ekrem Koçu'da bunu kitaplarında yazarak literatürümüze sokmuştur). Çünkü Nevşehirli Damad İbrahim Paşa, kendi yakınlarını oraya atayarak devletin içinde bir hizipleşme meydana getirmiş, çok fazla müsrif harcamalar yapmış ve gösterişe fazla önem vermiş. Bu durumlar ise hem ekonomik hem de siyasi olarak topluma kötü lanse edilmesine sebebiyet vermiştir. Böyle bir durumda toplum ise bunu yadırgamış ve hiç hoşnut bulmamıştır.
Bütün bu kötü durumların olması sebebiyle Patrona Halil ismindeki başıbozuk ile 12 arkadaşı padişahın zevk u sefaya dalmasını sebep göstererek 1730 İsyanı (Patrona Halil İsyanı) çıkarmıştır. Bu isyanın ilk aşamasında padişah, sadrazamının yanında olmamasından ve onu yalnız başına bırakmasından dolayı Damad İbrahim Paşa ve yakınları idam edilmiş, padişahın ve ailesinin gönderilmesi düşünülmüştür. 1703 İsyanı'ndaki gibi tekrardan bir hanedan tehlikesi baş göstermişti. Bu sebeple devlet içinde sürekli bir düzensizlik meydana gelmişti ve padişah hâl edilerek ve hiçbir yakını tahta geçmeyeceği sözünü vererek öldürülmekten kurtulmuştu. İstanbul'da baş gösteren bu isyan hareketi 1 sene kadar (1730-31) sürmüş ve akabinde Patrona Halil ve adamlarının saraya çağrılıp idam edilmesiyle son bulmuştu. Böylece 1 yıl süren isyan nihayete erdirilmiş, Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu istikrarsızlık tekrardan düzene kavuşturularak asayiş sağlanmış ve devlet tekrardan kendini toparlamaya başlamıştı. Böylece 1 yıllık süren kötü bir dönemin ardından Osmanlılarda yeni bir dönem başlayacaktı.
Comments