Kârlılık şirketler için elbette hayati bir öneme sahip. Ancak, şirketlerin adil olmaları, toplumsal fayda sağlama yaklaşımı benimsemeleri, çevresel duyarlılık ve sürdürülebilirlik gibi konular da iş ortakları ve yatırımcılar arasında giderek daha fazla önem kazanmaya başladı.

(Konu ile alakalı dökümanların neredeyse tamamı İngilizce olduğu için ESG kısaltmasını kullanacağım. Dilimiz ÇYS'ye pek alışmadı henüz.)
ESG nedir?
Henüz hakkında yeteri kadar Türkçe kaynak, araştırma ve döküman olmasa da Avrupa Birliği çalıştaylarından ve yabancı makalelerden gördüğümüz ve bildiğimiz kadarıyla ÇYS (yani Çevresel Sosyal ve Yönetişim) ya da İnglizce karşılığı ESG (Environmental Social Governence); bir şirketin/kuruluşun çevresel, sosyal ve yönetişim uygulamalarının, bunların etkilerinin ve bu değerlendirmelere göre ilerlemesinin incelenmesini ifade ediyor.
İklim krizinde oldukça ciddi bir paya sahip olan bu kuruluşlar, sebep oldukları kriz ile birlikte insanlara karşı ciddi bir sorumluluk içerisine giriyor. Kuruluşlar için esas meselenin kâr ve/veya kârdaki artış olamayacağını, yine bu kuruluşların çevresel ve sosyal etkileşimlerden de sorumlu olduklarının deklarasyonu diyebiliriz ESG için. Çünkü özellikle iklim krizinin hayali bir senaryodan çok daha fazlası olduğu kanıtlandığında, kurumların bakış açısı ve tüketicilerin talepleri de değişmeye başladı. Tüketiciler artık şirketlerden çevresel ve sosyal konularda da sorumluluk sahibi olmalarını bekliyor. Bu durumda da yatırımcıların da bu konuya önem vermesi gerekiyor. Dünya genelinde değişen sosyal ve çevresel koşullar sebebiyle devletler, kuruluşlara regülasyonlar yoluyla müdahale ediyor ve kuruluşları ESG’yi işlerine dahil etmeleri için zorluyor.
Şimdi gelin ESG'yi daha yakından inceleyelim.
Sermaye piyasaları, kuruluşları değerlendirmek ve gelecekteki finansal performansı belirlemek için ESG’yi kullanır. Etik, sürdürülebilir ve kurumsal yönetişim, finansal olmayan performans göstergeleri olarak kabul edilir ve bir şirketin karbon ayak izi gibi etkisini yönetmek için hesap verebilirliği ve sistemleri sağlar.
ESG kriterleri nelerdir?

* Çevre Politikası (Environment) ESG'nin çevresel yönü öncelikle bir kuruluşun karbon ayak izini azaltarak doğal kaynakları nasıl koruduğunu ifade eder. Bu kriter, bir şirketin enerji kaynakları kullanımını, atık yönetimine ilişkin politikalarını, hava kalitesini, su kalitesini, net sıfır emisyon çalışmalarını, biyoçeşitlilik ve iklim krizine yönelik etki ve çabalarını içerir. Bu kriterlere ayrıca ormansızlaşma ve su kirliliği de dahil edilebilir. Yani bu kriter, bir şirketin doğal kaynakların korunmasını ne kadar dikkate aldığının göstergesidir.
* Sosyal Politika (Social)
Yönetim ve çalışan ilişkilerine odaklanan sosyal ilişkileri kapsayan bu kriter, yani ESG'nin sosyal yönü, bir şirketin çalışanları ve paydaşlarıyla olan ilişkisidir. Buna çeşitlilik, katılım ve eşitlik de dahildir. Bir kuruluşun sosyal performansını belirlemek için kullanılan faktörlerden bazıları şunlardır;
Kuruluşun faaliyet gösterdiği ve hizmet verdiği yerel topluluklar üzerindeki bağlantısı ve etkisi dahil olmak üzere paydaş ilişkileri,
Tüketicilerin doğru bilgilendirilmesi,
Veri koruma ve gizlilik politikaları,
Küresel olarak yoksul ve yetersiz hizmet alan topluluklara yardım eden projeleri veya kurumları finanse etme çabaları,
Çalışan çeşitliliği,
Çalışan bağlılığı ve memnuniyeti,
Sağlık ve güvenlik,
İnsan hakları ve etik ilkeler,
Çalışma standartları,
Sürdürülebilir tedarik zinciri,
Eşitlik ve kapsayıcılık,
* Kurumsal Yönetim Politikası (Governence)
Kurumsal yönetim, bir kuruluşun liderleri tarafından nasıl yönetildiğini ifade eder. Bu, liderliğin kuruluşlarında hesap verebilirliği ve şeffaflığı, yöneticilerin ücretlendirmesini, yolsuzluğun önlenmesini, siber güvenlik politikalarını ve uygulamalarını, veri kalitesini ve gizliliğini ve organizasyon yapısını nasıl desteklediğini içerir. Aynı zamanda hissedarlar, yatırımcılar ve müşteriler gibi paydaşlarla olan ilişkileri de içerir. Yönetişim, uyumu sürdürmek için dahili sistem kontrollerine ve uygulamalarına odaklanarak bir şirketin kendisini nasıl denetlediğini inceler. Bu kriterler dizisi kapsamında kuruluşlar; yönetim kurulu oluşumu, yönetim kurulu-hissedar ilişkileri, mali rapor şeffaflığı, tedarikçiler ve düzenleyicilerin politikaları gibi konuları değerlendirmelidir.
ESG neden önemlidir?
Tüketici davranışlarının daha sürdürülebilir olmaya odaklanmış şekilde bir değişime gittiğini artık hepimiz biliyoruz. Özellikle son zamanlarda tüketiciler geri dönüşüme, israfı en aza indirmeye ve daha çevre dostu seçimler yapmaya çalışıyor. Bu davranış aynı zamanda finans ve yatırım tercihleriyle ilgili kararları da etkiliyor. Sonuç olarak, yatırımcılar kaynaklarını bu uygulamaları taahhüt eden şirketleri finanse etmek için kullanmak istiyor. ESG odaklı şirketlerin hisse senedi fiyatlarının nasıl daha istikrarlı hale geldiğini ve düşük ESG sıralamasına sahip olanlardan daha iyi performans gösterdiğini gördüklerinden, ESG yatırımları artık yatırımcılar için hayati önem taşır bir hale geldi. Yatırımcılar, çevresel sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk değerleri kendileriyle uyumlu şirketlere sermaye sağlamaya çalıştıkça ESG de katlanarak büyüdü. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve COP26 gibi girişimler, iklim krizi, artan sera gazı emisyonları, ormansızlaşma ve biyoçeşitlilik krizi gibi çevresel sorunlara çözüm sunma amacını taşıyor ve ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) ilkelerinin gelişimine katkıda bulunuyor. Ayrıca, COVID-19 pandemisinin ve iklim krizinin etkileri, ESG'yi uzun vadeli bir strateji olarak önemli hale getirdi.
ESG, sadece yatırımcılar için değil, aynı zamanda şirketler için de büyük bir önem taşır hale geldi. ESG'yi iş yapış biçimlerine dahil eden şirketler, sadece kârlılıklarını nasıl olumlu yönde etkilediğini görmekle kalmadı, aynı zamanda sürdürülebilir ve toplumsal sorumluluk odaklı girişimlere öncelik vererek itibarlarını arttırabildiğini ve potansiyel olarak daha fazla yatırımcıyı çekebildiğini gördü.
Kârlılık şirketler için elbette hayati bir öneme sahip. Ancak, şirketlerin adil olmaları, toplumsal fayda sağlama yaklaşımı benimsemeleri, çevresel duyarlılık ve sürdürülebilirlik gibi konular da iş ortakları ve yatırımcılar arasında giderek daha fazla önem kazanmaya başladı.
Sonuç olarak, ESG ilkelerini benimseyen şirketlerin uzun vadede başarıya ulaşması söz konusu. Sağlıcakla kalın.
Comments