top of page

PLAK GICIRTASINDAKİ PESPAYE HİKAYE


Kiralık dargınlıklar biriktirmeye adanmış sabahlar ki

Göz kenarından bakıyorum alacalı vedalara,

Oysa hepimiz kimliksiz bir bakışla adaş olmalıydık,

evlerimiz ekmek rengine daldırılıp öpülmeliydi,

kelimelerin hecelerine katılmam biraz zor tanrım

çünkü hep aynı şarkıları arkada bırakıp çıkmanın incitici

hüzünsel bir sancısı var metabolizmada,

Öyle yaralı öyle meçul bir tebessüm içinde ki nefesim

delişmen ruhuma saldırdı her iç çekiş..

Pespaye bir aşık gibi kaçışlarım paradoksun ta kendisi,

teke tek savaşlar tanrının tekliğine bir baş kaldırı sanki

yüzeyel, asalak, kalıpsız..

'yerimi bil' en uzun gecenin karmaşık adıdır

tıpkı karıncaların kırkıncı gün ağıtları gibi

marşlarla, şaraplarla yıkandı...

Sanki deniz kokusu dağlardan inmeli artık

Kapı eşiklerinde bir vuruş uğursuzluğu bırakmalı

Yahut kirpiklerin ucunda bekleyen birer rüya azizi yaratmalı bana

Sonra dönüp kendine, kendini asmalı

Temiz döşeklerin korkak nakışları arasında

kurutup inancını ve hırıltılı dünyasını...

Çünkü o zaman adım bir istiridye yasına yazılacakatır muhakkak..


Kentler ve gözler!

ve güller ve ölüler!!

yarınların yamalı umutlarını saklayan plak gıcırtıları gibi.

sanki şiirler biliyordu adaşlarının aldanışlarını

ve fakat tanrım bu kocaman evrenin neresindedir evim

bilemedim

Gıcık bir aldanış hikayesinden okunacaksam not edilsin;

''yamalı yerimden başladım yabancılaşmaya,hepsi buna işaret...''


'yerimi bil' en uzun gelecek için güç bela kurduğumuz

acıklı mevsimlerin kaçamak yazgısıdır bana

incecik dokunan kader kirpikleri, bu ağrılı menevişli günler,

bu kuyuya atılmış yakup, çırası sönen dağ evlerine

mektup işlemeler dökecek...


Comments


bottom of page