Oysa halk gittikçe derinleşen ekonomik sorunlar sebebiyle kaliteli yaşam için gerekli koşullar bir yana normal yaşamlarını devam ettirmeleri için gerekli olan günlük ihtiyaçlarını dahi zor karşılamaktaydı. Ekonomik sorunlar başlıca beslenme sorunlarını tetiklemekte beslenme sıkıntılarıyla baş gösteren sorunlar sağlık sisteminin de neredeyse çökmesine sebep olmaktaydı.
1700' lü yıllarda yaşamış olan imparator Reus ülkesini yönetirken diğer imparatorlar gibi halk ayaklanmaları vs. gibi sorunlarla da uğraşmaktaydı. Reus halkın içine karışır karışmasına fakat çevresindeki dalkavuklardan dolayı halkın gerçek durumu hakkında bilgi almak şöyle dursun tam tersi her şey güllük gülüstanlık olarak Reus'a sunulmaktaydı. Oysa halk gittikçe derinleşen ekonomik sorunlar sebebiyle kaliteli yaşam için gerekli koşullar bir yana normal yaşamlarını devam ettirmeleri için gerekli olan günlük ihtiyaçlarını dahi zor karşılamaktaydı. Ekonomik sorunlar başlıca beslenme sorunlarını tetiklemekte beslenme sıkıntılarıyla baş gösteren sorunlar sağlık sisteminin de neredeyse çökmesine sebep olmaktaydı. Ufak tefek halk ayaklanmaları İmparator Reus'un bol miktarda altın vererek beslediği paralı askerleri tarafından bastırılıyordu. Reus kendini her imparator gibi özünde, dilinde ülkesini seven ülkesinin gelişmesi için hayatını feda edebilecek bir imparator olarak tanıtırdı. Bir gün üst düzey saray görevlisi telaşlı bir şekilde imparatorun yanına girdi.
" İmparator Reus !
imparatorluğun neredeyse üçte birini etkileyen bir felaket yaşadık. Sulara kıyısı olan Batı kesimdeki şehirlerimizi sel aldı. Halkımız sizden acil yardım beklemektedir." diyerek sözlerini bitirdi. Reus'a imparatorluk meclisiyle yaptığı toplantıda donanmanın neredeyse yarısının ülkenin batı kısmına yardıma gitmesi gerektiği önerisi getirildi. Burada nokta katalım.
Siz olsaydınız ülkenizde o an için büyük bir problem ve tehdit yokken ordunuzun yarısını yardıma gönderir miydiniz ? Çoğunuzun cevabı evet olacaktır. İmparator Reus'un cevabı ise HAYIR olmuştur. Reus'un bu davranışının arkasında politik kaygı yer almaktadır. Ülke donanması acaba insanlarına hizmet ederken kendisine imparatorluk içerisinden bir grup tarafından isyan yapılabilir mi ? veya direkt suikaste uğrayabilir mi ? kaygısıyla hayır cevabını vermiştir.
Bazen liderlerin politik kaygıları birçok insanın hayatından daha önemli bir hal almaktadır. Politik kaygılar olağan durumlar olmakla birlikte bu kaygıların belirli çerçevede kontrol altında tutulması imparatorun ve halkının refahı için önem arz eder.
Comments