top of page

TÜRK SAĞLIK SİSTEMİNİN DEMOGRAFİK DÖNÜŞÜMÜ

Yazarın fotoğrafı: Buğrahan DağlıBuğrahan Dağlı

Bu geçiş vakıf üniversitelerinin öncülüğünde devletlerin de aktif rol aldığı ve uzun vadede Türk Sağlık sisteminin 3te1'ini yabancı uyruklu hekimlere teslim edecek olan bir hamle.

Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren ilk 50 yıllık periyotta, üniter devlet yapısı mantığının bir izdüşümü olarak ilerleyen Türk Sağlık sistemimizin, ikinci yüzyılda artan nüfus ve değişen dünya denkleminde göstermelik kalmasına ve işlevsizleşmesine şahit olduk.


Bu işlevsizleşmenin son 20 senesinde, AK Parti iktidarının yanlış politikaları ile bütün iş yükü hekim ve personele bırakıldı. İnsanların geniş komplekslerde hizmet almak için aylarca sıra bekleyip, bu beklentinin hayal kırıklığını sağlık çalışanlarına kustuğu bir tablo ile karşı karşıya kalındı.


Artan ekonomik kriz ve belirsizlikler, başta hekimler olmak üzere tüm sağlık camiasını yurtdışına gitmeye zorlarken; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın süreç içerisinde "Giderlerse Gitsinler" ifadesi şok etkisi yarattı.


Yine geçtiğimiz günlerde, TBMM Sağlık Komisyonu'nda, bakan Fahrettin Koca'nın hekimlerin yurtdışına gitmesinin nedeni olarak parmaklarıyla "para" işareti yapması infialin boyutlarını göz önüne serdi.


Peki Türkiye hekimsiz mi kalacak? Hayır. 20 yılda her seçim dönemi siyasi angajman değiştiren iktidar, sağlık sistemi konusunda 10 sene öncesinde aşina olduğu "İhvan" mantığı ile Ortadoğu coğrafyasında ipini koparan bütün gençleri ülkede hekim yapmak üzere yetiştirdiği bir yükseköğretim mekanizmasına geçiş yaptı. Bu geçiş vakıf üniversitelerinin öncülüğünde devletlerin de aktif rol aldığı ve uzun vadede Türk Sağlık sisteminin 3te1'ini yabancı uyruklu hekimlere teslim edecek olan bir hamle. Şayet bunun önü alınamazsa, Türk hastalar saldırdıkları Türk hekimler yerine aynı dili bile konuşamadıkları hekimlerden şifa umar hale gelecek.

Comments


bottom of page