top of page

TÜRKİYE'DE KAYYUM SÜRECİ

Yazarın fotoğrafı: Oğuzhan AlacaOğuzhan Alaca

Kayyum, Belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse anlamında kullanılan Arapça kökenli bir kelimedir. (TDK)

Türkiye’nin ilk kez kayyumla karşılaşması Güneydoğu ve Doğu illerinde 2016 yılı hain darbe girişimi sonrasında olmuştur. Bu dönemde 90’dan fazla belediyeye kayyum ataması gerçekleşti. Kayyım halk arasında bilinen adıyla kayyum hukuk kaynaklarında da yerini alır. Belirli bir işin yerine getirilmesi veya malvarlığının idare edilebilmesi için hukuk kuralları çerçevesinde ilgili kişinin talebiyle ya da re’sen atama şeklinde kayyum atanabilir.

Demokratik tutumlara göre bir ülkede belediyelere kayyum uygulanması o ülkenin hukuk sistemiyle ilgili bazı sıkıntılar oluştuğu izlenimi verebilir. (Sistemle ilgili sıkıntıların olduğu inkar edilemez bir gerçektir. Dünya üzerinde kusursuz hukuk sistemi olmadığı aşikardır.) Ülkede hukuk sisteminin işleyişinde olumsuz bir izlenim yaratılması en önemlisi dışarıdan gelecek yabancı yatırımcılara kesinlikle bu ülkede yatırım yapılmaması gerektiği izlenimi verebilir. Bu da bizim ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerin hiç istemeyeceği bir olaydır.


Peki Buna Rağmen Neden Belediyelere Kayyum Atanıyor ?

Kayyumun tüm olumsuz yanlarını yıllarını siyasete vermiş birçok danışmanı olan devlet büyükleri düşünemeyecek öyle mi ?


2015 yıllarına gitmek gerekirse devlet eliyle başlatılan çözüm süreci boyunca 2013-2015 yılları arasında silah bırakma eylemleri gerçekleşmişti. Bu süreç boyunca özellikle Güneydoğu ve Doğu’da asker veya polis olarak görev yapan herkes bir hazırlık içerisinde bulunulduğunun farkındaydı. Fakat çözüm süreci sebebiyle karşılıklı silahlar bırakılmıştı. Bu süreçte HDP özellikle 80 civarı milletvekili çıkardığı 2015 seçimlerinde belediye başkanlarının neler yaptığının farkında değil miydi  ?


1- HDP belediyeleri tarafından yandaş terör örgütü destekçileri tarafından sicili temiz olan insanlara baskı sonucu açtırılmış şirketler aracılığıyla ihaleler verilip örgüte finansman sağlandığı,

2- Yine bu belediyelerin iş makinalarının örgüte hendek açma veya asfaltların kazınarak altlarına el yapımı patlayıcılar döşendiği,

3- Bazı belediye başkanlarının mezotopotamya eşeklerini öven sözlerini miting alanlarında anırarak dile getirdiği

4- Sivil halkın evlerini gaspederek, küçük yaştaki çocukları örgütleyerek devlete karşı  çalışmalarda bulundukları gibi


Hadiselerin hepsi raporlarla  kanıtlanmış. Çözüm süreci hüsranla sonuçlanarak çok sayıda şehit verdiğimiz döneme girilmiştir. Devlet bunu düşünemedi mi ? Çözüm süreci neden başarısız oldu ? O dönem siyasette aktif rol alan( fetö yanlısı )şu an siyaset arenasından silinen bazı figürlerin devlet otoritesini yanılttığı kurumlarda var olan daha doğrusu çatışma alanlarında dahi var olan fetö destekli polis ve askerlerin yaptıkları çalışmalar ne yazık ki birçok vatan evladının şehit olmasına ve başarısız bir çözüm sürecinin gerçekleşmesine sebep olmuştur.


Devlet aklı bu durumda demokratik düşünce mi vatanın bütünlüğü mü sorusunda hiç şüphe etmeden gereken reaksiyonları alarak hem 2016 fetö temizliğini hem de devletin içindeki terör yandaşı belediyelere kayyum atayarak en doğru hamleyi yapmıştır.

Comentarios


bottom of page