top of page
Deniz Devrim Karabulut

TÜRKİYE VE KÜBA CUMHURİYETİ ARASINDAKİ SİYASİ VE EKONOMİK İLİŞKİ ÜZERİNE

Türkiye ve Küba Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler, coğrafi uzaklıkları ve farklı siyasi yapılarına rağmen, tarihsel bağlar ve karşılıklı çıkarlar temelinde gelişmiştir. Tarihin birçok noktasında fikir farklılıklarına sahip olsalar bile özellikle ekonomik koşullar ve globalleşmenin getirdiği imkanlar ve zorunluluklar, söz konusu iki farklı kıta ülkesini birbirlerine yakınlaştırmış ya da yakınlaşmak zorunda bırakmıştır.

Türkiye ve Küba, 1952 yılında diplomatik ilişkilerini kurmuşlardır. Ancak, Soğuk Savaş döneminde, Türkiye NATO'ya katılırken, Küba ise ABD ile gergin ilişkiler yaşamıştır. Bu durum, iki ülke arasındaki ilişkilerin pek de yakın olmasını engellemiştir. Türkiye, NATO üyesi olarak Batı Blokuna dahil olmuş, Küba ise Sovyetler Birliği'nin desteklediği komünist bir rejime sahip olmuştur. Bu durum, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesini engellemiştir. Türkiye, ABD'nin Küba'ya uyguladığı ambargoyu desteklemiş ve Küba ile diplomatik ilişkilerini sınırlı düzeyde tutmuştur.1980'lerin sonlarına doğru, Türkiye ve Küba'nın ilişkileri bir miktar gelişme gösterdiği görülmektedir. Türkiye, Küba'nın dış ticaret ortaklarından biri haline gelmesine rağmen siyasi alanda tam bir yakınlaşma sağlanamamıştır. Arada geçen zaman içerisinde Türkiye ve Küba arasında gerçekleşmiş olan siyasi ziyaretlere göz attığımızda (bkz. Turgut Özal'ın Küba Ziyareti (1989), Fidel Castro'nun Türkiye Ziyareti (1998), Ahmet Davutoğlu'nun Küba Ziyareti (2010), Recep Tayyip Erdoğan'ın Küba Ziyareti (2015)) iki devlet arasındaki ilişkinin kısıtlı olduğu açıkça görülmektedir.


Türkiye ve Küba arasındaki ekonomik ilişkiler, ticaret ve yatırım alanlarında sınırlı kalmıştır. İki ülke arasındaki coğrafi uzaklık ve lojistik zorluklar, ticaretin gelişimini kısıtlamaktadır. Türkiye'nin Küba'ya ihraç ettiği ürünler arasında makine ve ekipmanlar, gıda ürünleri, tekstil ve kimyasal ürünler bulunmaktadır. Küba ise Türkiye'den genellikle tarım ürünleri ve inşaat malzemeleri gibi ithalat yapmaktadır. Türk şirketleri, Küba'da çeşitli sektörlerde yatırımlar yapma potansiyeline sahiptir. Özellikle, inşaat, turizm, sağlık, tarım ve enerji sektörlerinde Türk firmalarının yatırım yapabileceği fırsatlar bulunmaktadır. Giraylar Uluslararası Danışmanlık A.Ş. (kuruluş 1983) bunlardan biridir. Ancak, Küba'daki yatırım ortamının belirsizliği ve yasal düzenlemelerdeki kısıtlamalar, Türk yatırımcıların ülkeye girmesini ve faaliyet göstermesini zorlaştırmaktadır. Ticaret hacmi genel olarak düşük seviyelerde seyretmektedir. Her iki ülke de ekonomik reformlar ve dış ticaret politikalarıyla uluslararası alanda daha fazla yer edinmeye çalışmaktadır.


Türkiye ve Küba arasındaki ilişkiler, siyasi ve ekonomik alanlarda belirli bir seviyeye ulaşmış olsa da daha derin ve kapsamlı bir iş birliği potansiyeli bulunmaktadır. Özellikle, tarım, sağlık, turizm gibi alanlarda iş birliğinin artırılması ve ticaret hacminin genişletilmesi, ilişkilerin daha da güçlenmesini sağlayabilir. İki ülke arasındaki söz konusu ilişkinin kuvvetlendirilmesi amacıyla aşağıdaki başlıkları sunabiliriz.


1. Diplomatik İlişkilerin Güçlendirilmesi:

Türkiye ve Küba arasındaki diplomatik ilişkilerin güçlendirilmesi önemlidir. Daha sık düzeyde diplomatik temaslarda bulunulması ve karşılıklı ziyaretlerin artırılması, ilişkilerin derinleşmesini sağlayabilir. Ayrıca, kültürel etkinlikler ve öğrenci değişim programları gibi alanlarda iş birliği yapılarak, halklar arasındaki ilişkiler de güçlendirilebilir.

 

2. Ticaret ve Yatırım İmkanlarının Artırılması:

Türkiye ve Küba arasındaki ticaret ve yatırım imkanlarının artırılması, ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için önemlidir. İki ülke arasında ticaretin kolaylaştırılması için bürokratik engellerin azaltılması ve ticaretin önündeki engellerin kaldırılması gerekmektedir. Ayrıca, iş insanları arasında ikili ticaret ve yatırım fırsatlarını değerlendirebilecek platformların oluşturulması da önemlidir.


3. Tarım ve Enerji Alanlarında İş Birliği:

Türkiye'nin tarım ve enerji alanındaki deneyimi, Küba'nın ihtiyaçlarıyla uyumlu olabilir. Tarım ürünleri, tarım teknolojileri ve enerji alanında Türkiye'nin sağlayabileceği desteklerle, Küba'nın ekonomik kalkınmasına katkı sağlanabilir. İki ülke arasında tarım ve enerji alanlarında ortak projeler geliştirilerek, karşılıklı fayda sağlanabilir.


4. Sivil Toplum Kuruluşları ve Akademik İş Birliği:

Türkiye ve Küba arasındaki sivil toplum kuruluşları ve akademik kuruluşlar arasında iş birliği olanakları değerlendirilmelidir. Özellikle, ortak çalıştaylar, konferanslar ve araştırma projeleri yoluyla, bilgi ve deneyimlerin paylaşılması ve ortak çözümler bulunması mümkündür. Bu tür iş birlikleri, siyasi ve ekonomik ilişkilerin daha sağlam temellere durmasını sağlayabilir.


5. Küresel ve Bölgesel İş Birliği:

Türkiye ve Küba, küresel ve bölgesel düzeyde iş birliği yaparak, ortak çıkarlar doğrultusunda hareket edebilirler. Özellikle, Birleşmiş Milletler gibi uluslararası platformlarda iş birliği yapılması, küresel sorunlara ortak çözümler bulunmasına katkı sağlayabilir. Ayrıca, bölgesel iş birliği mekanizmalarına katılım ile bölgesel istikrarın ve güvenliğin sağlanması da önemlidir.


Sonuç olarak, Türkiye ve Küba arasındaki siyasi ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için çeşitli olanaklar bulunmaktadır. Diplomatik ilişkilerin güçlendirilmesi, ticaret ve yatırım imkanlarının artırılması, tarım ve enerji alanlarında iş birliği, sivil toplum kuruluşları ve akademik iş birliği ile küresel ve bölgesel iş birliği gibi alanlarda adımlar atılması, Türkiye ve Küba arasındaki ilişkilerin daha da derinleşmesine ve güçlenmesine katkı sağlayabilir. Bu adımların karşılıklı çıkarlar doğrultusunda atılması, ilişkilerin uzun vadeli ve sürdürülebilir bir şekilde gelişmesini sağlayabilir. Bu bağlamda, TBMM Başkanı Numan Kurtuluş’un gerçekleştirdiği ziyareti (2024) önemli görmekle birlikte başta Küba Cumhuriyeti olmak üzere Türkiye’nin diğer Latin Amerika ülkeleriyle kuvvetli ilişkiler kurulmasının globalleşme iddiasında olan modern, serbest piyasacı bir ülkenin hem ekonomik hem siyasizaruriyetlerinden biri olarak kabul ediyorum.

Commentaires


bottom of page