Türkiye ve Mısır arasındaki siyasi ilişkiler, yakın dönem de önemli değişim ve dönüşümler yaşamıştır. Özellikle 2011 yılında başlayan Arap Baharı ve ardından gelişen siyasi olaylar, iki ülke arasındaki ilişkilerin seyrini belirleyen kritik dönemler olarak öne çıkmaktaydı.

Bu dönem, iki ülkenin hem iç politikalarının hem de bölgesel ittifaklarının değişmesiyle şekillenen bir süreç oldu. 2011’de Müslüman Kardeşler’in yükselişi ve ardından 2013’te Mısır’da gerçekleşen askeri müdahale, Türkiye ve Mısır ilişkilerini derin bir krize sürüklemiştir. Bu süreç, aynı zamanda Ortadoğu’daki blok çatışmalarının da şekillenmesine yol açmıştı. Mısır’ın geçmiş boyunca stratejik konumuna bakılırsa Mısır, tarih boyunca hem jeopolitik hem de kültürel anlamda önemli roller üstlenmiş durumda..
İki bölgesel güç olarak bilinen bu iki ülke ilişkileri, özellikle 2011 Arap Baharı ve ardından yaşanan siyasi gerilimlerle çalkantılı bir dönem geçirdi. Ancak, 2020’li yılların başında ortaya çıkan yeni bölgesel ve küresel dinamikler, Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilerin yeniden canlanması ve işbirliğine yönelik güçlü bir iradenin gelişmesi için zemin hazırlamıştır. Bu bağlamda, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin Türkiye’ye gerçekleştirdiği 4 Eylül tarihli tarihi ziyaret, iki ülke arasındaki ilişkilerin geleceği açısından bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. Ziyaret, sadece geçmişte yaşanan siyasi gerilimlerin aşılması açısından değil, aynı zamanda ekonomik, stratejik alanlarında yeni işbirliği imkanlarının keşfedilmesi açısından da kritik bir öneme sahip olabilir.
2011 Arap Baharı ve Müslüman Kardeşler’in Yükseliş ve Çöküşü..
2011’de Arap dünyasında başlayan halk hareketleri, birçok ülkede siyasi ve toplumsal değişimlere yol açtı. Arap Baharı olarak adlandırılan bu süreç, Mısır’da da büyük bir dönüşüme neden oldu. Mısır’daki halk ayaklanmaları, Hüsnü Mübarek rejiminin devrilmesiyle sonuçlandı ve ülkede demokratik seçimler yapıldı. Bu süreçte, Müslüman Kardeşler hareketi, Mısır siyasetinde hızla yükseldi ve 2012 yılında Muhammed Mursi’nin Cumhurbaşkanı seçilmesiyle iktidara geldi.
Türkiye, AK Parti iktidarında, Müslüman Kardeşler yönetimini güçlü bir şekilde destekledi. Türkiye’nin Arap Baharı sürecine yönelik olumlu tavrı ve Müslüman Kardeşler’in iktidara gelmesi, iki ülke arasında güçlü bir müttefiklik ilişkisi kurulmasına yol açtı. Türkiye, Müslüman Kardeşler’in siyasi ideolojisini kendi iç politikasıyla da uyumlu buldu ve bu dönemde iki ülke arasında olumlu ilişkiler gelişti. Ankara, bu dönemde Mısır’da İslami değerleri merkeze alan yeni hükümeti hem siyasi hem de diplomatik olarak destekledi.
Müslüman Kardeşler’in iktidara gelmesinden sadece bir yıl sonra, Mısır’da iç siyasi karışıklıklar ve halk protestoları yeniden başladı. 2013 yılında, Mısır ordusu halkın desteğiyle Muhammed Mursi yönetimine karşı bir darbe gerçekleştirdi ve Mursi görevden alındı. Abdülfettah el-Sisi’nin liderliğindeki askeri yönetim, Müslüman Kardeşler’i yasadışı ilan etti ve hareketin birçok liderini tutukladılar.
Bu gelişme, Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilerin hızla bozulmasına neden oldu. Türkiye, Mursi’nin devrilmesini ve Müslüman Kardeşler’e yönelik baskıları açık bir şekilde kınadı. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu müdahaleyi bir askeri darbe olarak nitelendirdi ve Mısır’daki yeni yönetimi tanımadı. Türkiye’nin bu tavrı, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin neredeyse tamamen kopmasına yol açtı. Bu süreçte, Mısır’ın Müslüman Kardeşler üyelerine uyguladığı baskılar ve Türkiye’nin bu hareketin liderlerine kucak açması, iki ülke arasındaki gerilimi daha da derinleştirmişti.
Mısır, bu dönemde Türkiye’nin bölgesel müdahaleci politikasını eleştirirken, Türkiye de Mısır’ın otoriter yönetim biçimini hedef aldı. İki ülke arasındaki diplomatik temsil düzeyi düşürüldü ve ilişkiler uzun bir süre askıda kaldı.
Aslında 2010’lu yıllarda Ortadoğu, çeşitli bloklar ve ittifaklar üzerinden keskin bir bölgesel kutuplaşma dönemine girdi. Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkiler, bu bloklaşmanın en net örneklerinden biri haline geldi. Türkiye, Katar ile birlikte Müslüman Kardeşler’i destekleyen bir çizgi izlerken, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır gibi ülkeler bu harekete karşı çıktı. Bu, Ortadoğu’da İslami hareketler ve otoriter yönetimler arasındaki çatışmanın bir yansımasıydı.
Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkilerin normalleşmesi, sadece iki ülke açısından değil, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Akdeniz gibi geniş bir coğrafya üzerinde de önemli bölgesel ve küresel etkiler yaratmaktadır. On yılı aşkın bir süre boyunca gerilimli seyreden ilişkilerin yeniden inşa edilmesi, bölgedeki jeopolitik dengelerin değişmesine katkıda bulunabilir. İki ülke arasında yeniden kurulan işbirliği, bölgedeki çatışmaların çözümü ve istikrarın sağlanması açısından kritik bir rol oynayacaktır.
Comments