YEREL SEÇİMLERE DOĞRU MUHALEFETİN DURUMU
- Eyüp Uğur BÜLBÜL
- 23 Eyl 2023
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 30 Oca 2024
Altılı Masa projesi güzel tasarlansa da seçmene ulaşma açılarında ve karar alma noktalarında sorun yaşıyordu çünkü Altılı Masa’da bulunan 6 farklı siyasi parti ideolojik olarak çok farklı düşünüyordu.

2023 Genel Seçimlerinden sonra seçimden mağlubiyetle ayrılan Millet İttifakı bir dağılma sürecine girdi. Bu dağılma sürecine önderlik eden (belki de günah keçisi ilan edilen) Cumhuriyet Halk Partisi oldu. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi, Millet İttifakı'nı oluşturan en temel ve en çok oy potansiyeline sahip bileşendi. Cumhuriyet Halk Partisi'nin 2023 seçimleri için bu kadar önemli bir bileşen olmasının altında yatan iki temel neden vardı. Birincisi 2017’de yapılan yeni hükümet sistemi değişikliği ile birlikte Türkiye’nin yeniden ittifak siyasetine geçmiş olması. İkinciyse AK Parti ve Erdoğan nefreti üzerinden siyaset yaparak en çok oyu alan 2. parti olduğundan dolayı oylarını artırmış ve artırıyor olmasıydı. Bu iki temelden yola çıkan Cumhuriyet Halk Partisi, 2018 Genel Seçim mağlubiyeti ve yol ayrılıklarından (kimine göre tasfiye) sonra 2023 seçimleri için yeni bir tez geliştirmeye başladı. Bu tez “TOPLUMSAL BARIŞ” olarak isimlendirildi.
Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde CHP, 2018 mağlubiyetinden sonra şunu anladı: Biz sadece kendi oylarımızla seçimi kazanamayız. Aslında Kemal Bey haklıydı, çünkü Türkiye'nin %70'i sağ bir ideolojiye sahipken, sadece %30 gibi çok düşük bir oran sol ideolojiyi Türkiye'de temsil edebiliyordu. Kemal Bey, özellikle 2018'den itibaren partiyi kitle partisi haline getirdi. Bunun meyvelerini de 2019 Yerel Seçimlerinde gördü aslında. 2019 Yerel Seçimlerinde ANAP'ın Gençlik Kollarında bir dönem görev almış Ekrem İmamoğlu ile MHP tandaslı ülkücü olan Mansur Yavaş'ı partideki insanların belki de "Olmaz" demesine rağmen aday göstermesi, hem kitle partisi olma yolunda hem de toplumsal barış teziyle birebir olarak örtüşür bir hale geldi. Bu politika, yeni yapılanmaya başlayan Millet İttifakı'na 2019 Yerel Seçimlerinde bir galibiyet getirdi. Bu seçim zaferi önemlidir çünkü ilk kez 25 sene sonra AK Parti büyükşehirlerin çoğunda kaybetmiştir. Ayrıca yine İYİ Parti ve HDP gibi birbirinden çok farklı görüşte olan iki partiyi de tek bir adayda kanalize etmesi CHP ve Millet İttifakı için çok önemliydi.
Bu toplumsal barış tezini kullanan CHP önderliğindeki Millet İttifakı daha sonra Deva, Gelecek ve Demokrat Partiyi de İttifak'a dahil ederek "Altılı Masa" adında toplumsal barışın sağlandığı bir proje ile seçmenlerin karşısına çıktı. Bu Altılı Masa projesi güzel tasarlanmış olsa da seçmene ulaşma açısından ve karar alma noktalarında sorun yaşıyordu. Çünkü bu Altılı Masa'da bulunan 6 farklı siyasi parti ideolojik olarak çok farklı düşünüyordu. Yani bir söylem bütünlüğü yoktu. Başta bu söylem bütünlüğünün olmaması ve (İkinci yazımızda değineceğim) diğer buna benzer çeşitli nedenlerle Millet İttifakı, seçimleri almaya belki de en çok yaklaştığı seçimde kaybetti. Bu kayıp, özellikle muhalif seçmende muhalefete karşı bir öfke duygusu oluştu. Aslında seçmen haklıydı çünkü bu kadar pandemi, getirdiği sıkıntılar, deprem, ekonomik kriz, idari zaaflar'a rağmen muhalefet iktidarı devirememişti. Bu belki abartılı bir ifade olacak, ama her şey seçimi muhalefetin kazanması için hazırlanmış gibi görünüyordu. Millet İttifakı, bu altın tepsiyle servis edilen iktidar olma şansını elden kaçırdı.
Asıl konumuza gelirsek, bundan sonra Ana Muhalefet 2024 Yerel Seçimlerinde kazanmak için ne yapacak veya ne yapmalı?
Muhalefet için 2024 Yerel Seçim öncesinde en önemli takvimsel olay sanırım kasım ayının başında gerçekleşecek CHP Kurultayı ve bu kurultaydan çıkacak sonuç. CHP Genel Başkanlığı için hali hazırda ismi geçen 3 isim mevcut. Bunlardan ilki Kemal Kılıçdaroğlu. Kemal Bey yaklaşık 13 senedir CHP'nin başında. Son seçimde aday olması (Bazı muhalif kişilerin istememesine rağmen) ve kaybetmesi, seçmen nezdinde artık Genel Başkanlığa devam etmemeli ve ederse oy vermem şeklinde bir algı oluşturdu. Seçmen nezdinde böyle bir algı oluşsa da parti içerisinde en çok delegeye sahip kişi hiç kuşkusuz Kemal Kılıçdaroğlu. Kemal Bey'in bu kurultayın favorisi olduğu açık ve net. Lakin yine de özellikle ben Kemal Bey'den bir sürpriz bekleyerek çekilmesini bekleyenlerdenim. Çünkü Kemal Bey'in artık partiye katkıdan çok zarar verdiğini (danışmanlar ve gizli protokol mevzusu başta olmak üzere) düşünüyorum.
CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu birlikteliğinin iyi sona ermesi gerektiğine inanan bir kişi olarak yine CHP Genel Başkanlığı'na aday olan Özgür Özel'in lehine çekilmesi gerektiğini düşünüyorum. Belki de bu sonuç CHP için Yerel Seçimleri kazandırabilir. Kemal Bey, hem Millet İttifakı bileşenlerini hem de küsen seçmeni bir araya getirme noktasında en şanssız ve en belki de en çok zorlanacak kişi olabilir genel başkan adayları arasında. İkinci Genel Başkan adayı Özgür Özel ise uzun zamandır CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na çok yakındı. Lakin 2023 seçimlerinin kaybedilmesiyle birlikte CHP içerisinde "Değişim" diyenlerin başında geldi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun başını çektiği ve CHP içerisinde "Değişimci" olarak adlandırılan grup, Özgür Özel'in genel başkan olmasını kabul ederek aslında 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimi için kendisine yeşil ışık yaktı. Geliştirilen tez: "Yeni bir Genel Başkan ile yeni bir motivasyon." teziydi. Bu motivasyon ile önce İBB seçimlerini kazanmak ve ardından Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak için hazırlık yapmak olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden Özgür Bey'in CHP'nin yaşadığı bu sıkıntılı süreç ve dönüşümünde önemli bir genel başkan adayı olduğunu görüyorum.
Son olarak, Orsan Öymen ise parti içerisinde çok fazla destek görmediği görünüyor. Hatta ben imza toplanması noktasında yeteri kadar imzayı da toplayamayacağını ve adaylıktan çekileceğini düşünüyorum. Ana muhalefetin 2024 yerel seçimlerini kazanabilmesi için en önemli bileşenin CHP ve CHP içerisindeki değişim olduğunu düşünüyorum. CHP içerisindeki bu değişim, genel başkandan başlayarak tamamen bir örgüt değişiminin olması gerektiği üzerinde duruyorum. CHP içerisindeki değişimcilerin ve Özgür Bey'in "Değişim" sözcüğünün artık altını doldurmasının şart olduğunu kanaatindeyim.
Yazarımız Eyüp Bey’i tebrik ediyorum. Siyasi arenada ses getireceği de kesin. Umarım istediği yerlere gelir. Tebrikler