top of page

ÇEVRE BİYOTEKNOLOJİSİ

Çevresel sorunların çözümünde canlı organizmaların kullanımıyla çevre biyoteknoloji alanı ortaya çıkmıştır. Geleneksel yöntemlerden(yakarak bertaraf etme) ziyade biyoteknolojik yöntemlerle yapılan çevre temizlikleri daha hızlı çözümler üretebilmektedir.

Aynı zamanda geleneksel yöntemlerde atıklardan arınma sağlanması için yapılan çalışmalar sırasında canlı çevrelere istenmeyen zararlar ortaya çıkmaktadır. Canlı mikroorganizmalarla ortaya çıkan çevresel biyoteknolojik çalışmalar bu problemin de ortadan kalkmasını sağlamıştır.


Artan nüfus, küresel ısınma gibi sorunlar insanların çevre konusunda daha hassasiyetli davranmasına yol açmıştır. Bu sebeple son yıllarda çevre biyoteknolojisi de çalışmalarına hız kazandırmıştır. Çevre biyoteknolojisi ile atık sular arıtılabilir, atık maddelerden yeni maddeler üretilebilir hale gelmiştir.


Atık sulara kükürt gibi toksik maddelerle beslenen bazı bakteri türleri bırakılır. Bu bakteriler sudaki toksik maddelerle beslenerek atık suların arıtılmasını sağlarlar bu yönteme biyoremediasyon adı verilmektedir. Bu şekilde su temizliği yapılırken herhangi bir canlı da zarar görmemiş olmaktadır.


Bir diğer yöntem olan anaerobik arıtma yöntemi ise katı atık maddelerin ayrıştırılmasında kullanılır. Atıkların işlenmesi için yine bazı mikroorganizmalar uygun koşullar sağlanarak ortama bırakılır burada katı atıkları parçalayan mikroorganizmalar tarafından yan ürün olarak metan gazı üretir. Metan bakterileri tarafından üretilen metan gazıyla elektrik üretimi sağlanabilir bir yandan atık maddeler temizlenirken diğer yandan ise ekonomik olarak kazanım elde edilmiş olur.


Çevresel biyoteknolojinin bir diğer çalışması ise biyosensörlerdir. Biyosensörler sayesinde çevre kirliliğine sebep olabilecek maddeler tespit edilebilmekte ve çevreyi kirletme potansiyeli olan maddelerin çevreye dağılması önlenebilmektedir.


En klasik çevresel sorunlarından biri günümüzde sıkça karşılaşılan açık denizlerde özellikle petrol ürünleri taşıyan gemilerin su ortamına petrol sızdırması veya kaza sonucu açık denizlere büyük miktarlarda petrol boşaltmasıdır. Büyük facialarda da yine petrol ürünlerini sindirebilen bakteri türleri kullanılarak su temizliği sağlanmaktadır. Böylece olası daha büyük felaketlerin önüne geçilmektedir.


Çevresel biyoteknoloji ile sadece çevremizdeki atıkları temizlemek gibi sığ düşünceye kapılmamak gereklidir. Olası bir su kirliliği başta suda yaşayan canlıları etkilemekte daha sonrasında ise besinz zinciri yoluyla sudaki hayvanlarla beslenen diğer canlılara toksik maddeler geçmektedir.  Yine kirli su ile sulanan topraklarda yetişen bitkilere de geçebilen toksik maddeler besin zinciri yolu ile birçok canlıya ve tabi ki insanlara da aktarılmaktadır. Daha geniş bir perspektifle bakıldığında çevresel sorunların çözümü belki de gelecekte oluşabilecek daha büyük problemlerin önüne set çekmemizi sağlayabilir...


Comments


bottom of page