Çin Halk Cumhuriyeti, ekonomi, siyaset, teknoloji alanlarında dünyanın en önemli ülkelerinden biridir, ancak yeni medya kullanımında diğer ülkelerle farklılıklar göstermektedir.
Çin Halk Cumhuriyeti Anayasası, tüm vatandaşlarına ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü haklarını tanımaktadır, ancak gerçek hayatta bu özgürlükleri kısıtlamaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti, Çin Komünist Partisi tarafından yönetilmektedir. Hükümet, ülkedeki yeni medya platformlarının denetimi ve sansürü konusunda büyük bir rol oynamakta ve medya araçları siyasi ve ideolojik propaganda amacıyla kullanılmaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti, yeni medyanın yaygın kullanımını azaltmak amacıyla sosyal medya platformlarına alternatifler geliştirmiştir. Ancak sansür sistemi, sosyal medyaya olan ilgiyi azaltmak yerine artırmış ve farklı platformların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Dünyada en yaygın kullanılan sosyal ağlar (Google, Facebook, Twitter, Youtube, vb.), Çin hükümeti tarafından yasaklanmıştır. Bu ağların yerine Renren, Sina Weibo, Youku, Taobao, Baidu gibi alternatif sosyal ağlar ve siteler kurulmuş ve ülkede kullanılmaktadır. Ülkedeki insanlar bu ağları yoğun olarak kullanmakta, ancak yasaklı sitelere ve ağlara erişim sağlamak için farklı yöntemler de denemektedirler.
İçeriği sansürlenecek olanlar 5 kategoride değerlendirilmektedir. Bunlar;
1) Toplumsal eylem potansiyeli taşıyan içerikler.
2) Eleştiriler
3) Pornografi
4) Hükümet politikaları
5) Diğer haberler ve içerikler.
Bu kategorilere giren içerikler, devlet tarafından denetlenerek sansüre tabi tutulmaktadır. Uygulanan bu sansür yasalarının, kamuoyunu olumsuz etkileyen ve hükümetin otoritesine zarar veren mekanizmalar olmasının yanı sıra, devletin medya alanında tekel oluşturması, Çin Halk Cumhuriyeti için ekonomik açıdan farkındalık göstermektedir. Çin'in uzun vadeli ekonomik durgunluğunu test etmek için farklı ekonomik modellerin uygulanması ve yabancı ülkelerden Çin'e sermaye girişini teşvik etmek gibi değişiklikler ve gelişmelerle, Çin'in hızlı bir şekilde gelişmesine ve son otuz yılda dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olmasına olanak sağlamıştır. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak; Çin, bazı araştırmacı ve akademisyenler tarafından geleceğin "süper gücü" olarak gösterilmektedir.
Ancak, ekonomik büyüme, bir ülkenin süper güç olabilmesi için yeterli değildir. Çin yönetimi, hem ülke içinde hem de dışında, imajını projekte etmeye yönelik faaliyetler yürütmektedir. Uluslararası arenada barışçıl ve kültürel olarak gelişmiş bir ülke imajı oluşturma ve kamuoyunu bu düşüncelerle yönlendirme çalışmaları yapmaktadır. Öte yandan, anti-demokratik uygulamalar ve insan hakları ihlalleri, dini özgürlüklerin kısıtlanması gibi uygulamalarla, Batı'da provokatif hareketlerle görüntü tamir etmeye ve Batı'ya dayalı bir imaj sergilemeye çalışmaktadır. Burada, Çin'in modernleşme kavramını hangi açılardan ele aldığını görebiliriz.
Bu makale, Çin'deki sansür yasalarının gerekliliği ve mantığını tartışmaktadır. Makalede sunulan grafikler ve istatistiklere dayalı analizler yer almaktadır. Çin'in farklı şehirlerde uyguladığı sistemlerin sonuçlarına bakıldığında, gönderilerin hükümet lehine veya aleyhine sonuçlar verdiği görülmektedir. Örneğin, Çin hakkında sert bir eleştiri yazan bir blog yazarına sansür uygulanmak yerine Çin hükümeti tarafından yanıt verilmiştir. Bu makalede ortaya koyduğum argümanlardan biri, Çin'in modern bir devlet olmadığıdır. Çünkü modernite, temel haklar ve laiklik etrafında gelişebilen bir kavramdır. Sosyal medya, politika ve devletin radyo ve gazeteler üzerindeki tekelinin sadece kısıtlayıcı değil, aynı zamanda eleştiriye açık olması ve kısıtlamalara dikkat etmesi önemli bir rol oynamaktadır. Egorov, Guriev ve Sonin, Çin liderliğinin yaptığı gibi eleştirilere izin vermenin, devletin meşruiyetini sağlamlaştırabileceğini ve diktatörlerin düşük doğal kaynaklarla yaptıkları iyileştirme adımlarında rejime yardımcı olabileceğini öne sürmektedir.
Çin'in sansür yasasını uygulaması, Çin'in prestiji açısından doğru bir adım olabilir çünkü sosyal medyadaki yanlış ve taraflı bilgiler, hükümetin otoritesini sorgulatabilir, kamu güvenini azaltabilir ve propagandayı artırabilir. İstatistiklere göre, Çin'de web sitelerinin/ ağların yasaklanma nedenlerine bakıldığında, bunların %80'inin Çin dışı uygulamalar olduğu ve %40'ının ağların güvenliğini tehdit ettiği, bu uygulamanın altyapısında Çin'deki ekonomik çıkarların kamu güvenliğinden daha fazla öne çıktığı görülmektedir. Bu kısıtlamalar, Çin Halk Cumhuriyeti'nin modernleşme çalışmalarının kapalı bir toplumda yürütüldüğünü ve modernizasyon yolunun kapalı bir toplum görüntüsü çizdiğini göstermektedir. İncelemelerime göre, Çin hükümetinin internet sansür sistemi, halk arasında "Çin Seddi" olarak bilinen uygulamaya atıfta bulunarak, "Çin Güvenlik Seddi" olarak adlandırılan uygulama oldukça ileri düzeyde ve alınan önlemler sistemine geçilmektedir. Popüler olarak kullanılan uygulamaların eksikliğini ulusal altyapı uygulamalarıyla kapatmışlardır. Ancak, Çin'de yaşanan sansür olaylarının 2003'ten bugüne kadar devam ettiği gözlemlenmektedir. Bu durumda, sansürün sorunları çözmek açısından doğru veya yeterli bir çözüm olduğunu söylemek doğru olmayacaktır.
Sonuç olarak, Çin Halk Cumhuriyeti'ndeki sansür uygulamaları, hükümetin otoritesini korumak ve propaganda amaçlı kullanılmakla birlikte, bu uygulamalar toplumsal tepkiyi susturmakta ve sosyal medyanın potansiyelini sınırlamaktadır. Bu sansür mekanizması, kısa vadede hükümetin kontrolünü sağlamlaştırabilirken, uzun vadede modernleşme ve demokratikleşme çabalarını engelleyebilir. Çin'in ekonomik başarıları, sansür ve ifade özgürlüğü kısıtlamaları ile birlikte değerlendirildiğinde, gerçek bir süper güç olma yolunda önemli sosyal ve politik reformlara ihtiyaç duyduğu görülmektedir.
Comments