2022 yılında Borsa İstanbul'da işlem gören şirket sayısı 449 iken, Ekim 2023 itibariyle bu sayı 33 şirketin daha eklenmesiyle 482'ye yükselmiştir. Son 5 yılda BİST'te işlem gören şirket sayısı ortalama yıllık %12 artış göstermiştir.

2022'de halka arz edilen şirketlerin toplam piyasa değeri 85 milyar TL'ye ulaşmıştır. Halka arzlar yoluyla şirketler 8,7 milyar TL kaynak yaratmıştır ki bu rakam 2021'e göre %69 oranında artış anlamına gelmektedir. Son 3 yılda halka arzlar yoluyla sağlanan kaynak miktarı 2 katına çıkmıştır.
Uluslararası karşılaştırma yapacak olursak, ABD'de NYSE ve Nasdaq'ta 5300 dolayında, İngiltere'de 3000 civarında, Hindistan'ın 3 büyük borsasında toplam 5000 üzerinde şirket işlem görmektedir. Türkiye'de şirket sayısının ve halka arz hacminin artması, özellikle kurumsal yatırımcılar için cazip fırsatlar yaratmaktadır.
2022'de yabancı yatırımcıların halka arzlardaki yatırım tutarı 1,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam 2021'e göre %53 oranında artışa işaret etmektedir. Yerli bireysel yatırımcı sayısı ise 2022'de 1,8 milyona yükselmiş olup, bir önceki yıla göre %56 artmıştır.

Türkiye ekonomisinin 2022 yılındaki büyüme oranı %3,5 olarak gerçekleşmiştir. İç talep canlılığını korumakta, tüketici ve yatırım harcamaları artmaya devam etmektedir. İnşaat, perakende ticaret, teknoloji gibi sektörler büyümeye katkı sağlamaktadır.
TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusunun yaklaşık %16’sı 15-24 yaş aralığındadır. Genç nüfus oranının yüksek olması, girişimcilik ve inovasyon potansiyelini de beraberinde getirmektedir. Halka arzlar, fon ihtiyacı duyan genç ve dinamik şirketler için fırsatlar yaratmaktadır.
Elbette bazı çevreler, artan halka arzları spekülatif balon ya da ponzi şeması olarak nitelendirme eğilimindedir. Ancak yapılan akademik çalışmalar, sermaye piyasalarının derinleşmesinin uzun vadede ekonomik büyümeyi 3 ila 4 puan arasında teşvik ettiğini göstermektedir.
Dolayısıyla Türkiye’de yaşanan gelişmeler, sağlıklı bir ekonomik büyüme için gerekli finansal altyapının oluşumuna katkı sağlamaktadır. Ancak elbette yatırımcıların da bu süreçte bilinçli ve araştırmacı bir yaklaşım benimsemesi büyük önem taşımaktadır.
Halka arzlarda yer alan şirketlerin başarı potansiyelleri farklılık gösterebilir. Yatırımcıların kendi analizlerini yapması, şeffaflık ve dürüstlük ilkeleri çerçevesinde karar vermesi önemlidir. Bilgiye erişimin kolaylaştığı günümüzde, bireysel yatırımcılar için araştırma yapmak eskiye nazaran daha mümkün hale gelmiştir.
Sonuç olarak, sermaye piyasalarının derinleşmesi ekonomik büyüme için olumlu bir unsurdur. Türkiye’deki gelişmeler bu anlamda umut vericidir. Ancak sürecin sağlıklı işlemesi, tüm paydaşların sorumlu ve bilinçli davranışlarına bağlı olacaktır. Sermaye piyasaları, ekonomi için bir kaldıraç görevi görürken, aynı zamanda riskleri de barındırmaktadır. Kontrollü ve dengeli bir gelişim, Türkiye ekonomisi için en doğru yaklaşım olacaktır.
Türkiye'de halka arzların artmasının arkasındaki nedenlerden biri, likidite bolluğu ve düşük faiz ortamıdır. Özellikle Türkiye Merkez Bankası başta olmak üzere genişletici para politikaları, borsaya yönelik sermaye akımlarını hızlandırmaktadır. Ancak tabii ki küresel likidite koşullarında bir değişim yaşanması durumunda, sermaye akımlarının yönünün değişme ihtimali bulunmaktadır.
Bunun yanı sıra, Türkiye'deki iç talebin canlılığı, genç ve dinamik nüfus yapısı da önemli bir faktördür. Girişimcilik potansiyeli yüksek genç nüfus, doğru projeler için gerekli fonlara erişim imkanı buldukça, dinamik şirketlerin ve sektörlerin önü açılacaktır.
Halka arz sürecinin daha verimli işlemesi için, şeffaflık ve kurumsal yönetim standartlarına uyum kritik öneme sahiptir. Yatırımcı ilişkilerinin güçlendirilmesi, bağımsız denetim ve derecelendirme kuruluşları ile işbirliği, kurumsallaşma düzeyini artıracaktır. Aynı zamanda SPK ve Borsa İstanbul gibi düzenleyici kurumların etkin denetim ve gözetim faaliyetleri de büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, Türkiye'de artan halka arzlar ve gelişen sermaye piyasaları, ekonomik büyüme ve kalkınma için önemli bir fırsattır. Ancak bu fırsatın doğru değerlendirilebilmesi ve risklerin kontrol altında tutulabilmesi için kurumsal altyapının güçlendirilmesi, şeffaflığın artırılması ve tüm paydaşların sorumlu davranması büyük önem taşımaktadır. Sermaye piyasalarının sağlıklı gelişimi, ülkemiz ekonomisinin geleceği için kritik bir unsurdur.
Comments