top of page

ÜÇ BÜYÜK BATAK

Yazarın fotoğrafı: Recep Sefer KöksalRecep Sefer Köksal

Bu tabloda taraftarların da payı yok değil. Hızlı başarı isteği ve en ufak başarısızlıkta istifa söylemleri, çalışılabilir ve geliştirilebilir bir sistem inşası önünde büyük bir engel.


Bugünkü yazımda her haftasonu binleri statlara çeken, on binleri ekran başına kilitleyen ülke futbolu üzerine düşüncelerimi paylaşacağım. Ama öyle diamond 4 4 2, kanat bek, half space gibi Guadiola vari terimler ile saha içini konuşmayacağım ki zaten çoğu futbol seyircisi en iyi taktiği kendisinin bildiğini düşündüğü için bu konuda uzlaşmamız da mümkün değil. Değineceğim konu transfer çılgınlığı ve ekonomisi olacak. Bunu yaparken asırlık çınarlarımız olan İstanbul’un üç büyüklerine mercek tutacağız. Önden bir uyarı yapayım bu yazıda milyon eurolar havada uçuşacak, hazırsanız başlayalım.


Son şampiyondan, Beyoğlu'nun sarı kırmızılı devi Galatasaray’dan başlayalım. Şampiyon kadrosunu korumayı başaran ve bu yaz transfer sezonunda Ziyech, Zaha, Tete gibi sansasyonel isimleri kadrosuna katan Galatasaray geçen seneye damgasını vuran yıldız forveti Mauro Icardi’nin de bonservisini PSG’den satın aldı. Dönem sonu faturasına baktığımızda 29,54 Milyon Euro’luk (bundan sonra M€ ile kısaltılacak) bonservis harcamasının yanında 17,75 M€’luk oyuncu satışı yapıldığını görüyoruz. Net olarak baktığımızda yaklaşık 11,79 M€’luk bir zarar söz konusu transfer sezonunun sonunda Galatasaray adına. Geçen sezonu ikinci tamamlayan boğazın sarı lacivertli devine merceği çevirdiğimizde ise ciddi bir transfer sirkülasyonu bizi karşılıyor. Kaçan şampiyonluğun ardından teknik direktörü ile yollarına ayıran Fenerbahçe neredeyse sil baştan kadro yapılanmasına gitti. Dzeko, Tadic gibi önemli tecrübelerin yanı sıra Szymański gibi potansiyelli oyuncuları kadrosuna katan Fenerbahçe, süper yıldız adayı Arda Güler’i dünya futbol devi Real Madrid’e yolcu etti. İşin ekonomik kısmına baktığımızda ise yeniden yapılanan takımın 56,81 M€ gibi ciddi bir bonservis harcaması yaptığını görüyoruz. Bonservis gelirlerine göz attığımızda ise 55,49 M€ ‘luk girdi elde edildiğini görüyoruz ki bu rakam türk futbol tarihinde bir kulübün transfer döneminde elde ettiği en yüksek bonservis geliri olarak kayıtlara geçti. Kümülatif olarak sarı lacivertliler 1,36 M€ zararla neredeyse başa baş şekilde transfer penceresini kapattı. Son olarak boğazın siyah beyazlı temsilcisi Beşiktaş’ın transfer dönemine bakalım. Taraftarlarının transfer yarışında ezeli rakiplerinin gerisinde kalması konusunda yönetimini sıkça eleştirdiği siyah beyazlıların başarılı bir transfer dönemi geçirdiğini düşünmüyorum. Rebic, Oxlade, Baily gibi bonservissiz fakat istikrarları konusunda soru işaretleri bulunan oyunculara yönelen siyah beyazlılarda en fazla tartışılan transfer ise yaklaşık 4M€ bonservis ile kadroya katılan Onana oldu diyebilirim. Geçtiğimiz sezon Galatasaray’da forma giyen Rashica’yı kadrosuna katmak kara kartalların bu yaz yaptığı en iyi hamle olduğunu düşünüyorum. Beşiktaş bu dönemde transferlere 17 M€ bonservis harcarken sadece 2,5 M€’luk oyuncu satışı yaparak eksi 14,5M€ ile transferi kapattı ve üç büyükler içinde bonservis harcamalarında en kötü performansı sergiledi. Süper Lig’de yaz transfer sezonu boyunca kulüpler toplam 147,9 M€ bonservis ücreti öderken 114,4 M€ bonservis geliri elde etti. Toplam zarar 33,5 M€. Yukarıdaki rakamlarla üç büyüklerin toplam zararına bakınca karşımıza 27,65 M€ çıkıyor.Geri kalan 17 kulübün toplam zararı 5,85 M€.


Bu sezonun transfer bilançolarına göz attık şimdi bir adım geriye atalım ve 2021-22 sezonundan başlayarak son üç sezona hızlıca bakalım. Galatasaray, şampiyonlukla tamamladığı 2022-23 sezonunda 46,94 M€ bonservis öderken 15,5 M€ gelir elde etmiş, zarar 31,44 M€. Bir önceki sezon ise 25,95 M€ harcarken sadece 0,5M€’luk oyuncu satışı yapabilmiş bu sezonun zararı da 25,45 M€.


Son üç sezonun toplam zararı 68,68 M€ olarak karşımıza çıkıyor sarı kırmızılılarda. Fenerbahçe, 2022-23 sezonunda 43,76 M€ harcarken 30,05 M€ oyuncu satışından gelir elde etmiş, zarar 13,71 M€. Bir önceki sezonda ise harcanan 16,85 M€'ya karşın bonservis geliri 6,06 M€, bu sezonda da 10,79 M€’luk bonservis açığı olduğunu görüyoruz. Toplamda son üç sezonda oyuncu alış satışında 24,66 M€ ekside sarı lacivertliler. Beşiktaş ise geçtiğimiz sezon 25,55 M€ bonservis öderken 10,4 M€’luk oyuncu satışı gerçekleştirmiş, zarar 15,15 M€. Bir önceki sezona baktığımızda ise 7,35 M€ bonservis harcamasına karşın oyuncu satışından hiç gelir elde edilememiş olması son derece olumsuz bir anektod olarak gözümüze çarpıyor. Bonservis zararına baktığımızda üç sezon sonunda 37 M€ zararda olduğunu görüyoruz siyah beyazlıların. Süper Lig toplamına baktığımızda ise geçtiğimiz sezon 156,6 M€ bonservis harcaması yanında 124,8 M€’luk oyuncu satışı ile eksi 31,8 M€ ile kapatılmış. 2021-22 sezonunda ise 89,3 M€’luk harcama 46,8 M€’luk gelir sonucu 42,5 M€’luk bonservis zararı karşımıza çıkıyor. Süper Ligin son üç sezon sonunda transfer bonservis karnesi eksi 107,8M€! Bunun içindeki üç büyüklerin payını çıkaralım; Gs, Fb ve Bjk üçlüsünün aynı dönemde transferlere ödediği bonservis harcamalarında toplam 130,34 M€ zarar ettiğini görüyoruz, bu demek oluyor ki geri kalan kulüpler söz konusu üç sezon sonunda 22,54 M€ artıda kapatmış transfer dönemlerini.


Transfer süreçlerinin röntgenini çektik, peki havada uçuşan milyonların kaynağı var mı? Rakamlar gerçekçi mi, yoksa kulüplerimiz olmayan paraları harcanmaya devam mı ediyor? Öncelikle Süper Lig’in yayın geliri ile başlayalım. 2022’de Bein Media’nın 5 yıllık yayın ihale sözleşmesinin bitişi ile beraber yeni ihaleye çıkılmış lakin gelen teklifler arzu edilen değerin çok altında kalmıştı. Hal böyle olunca ihale iptal edilip mevcut yayıncı ile iki yıllık uzatma anlaşması imzalandı. Anlaşmanın bedeli ülke futbolunun değer kaybını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyordu, 2018 yılında yıllık 500 Milyon $ olan anlaşma -kur sabitlemesinden dolayı her geçen yıl dolar bazında daha düşük ödemeler yaptı yayıncı kuruluş- yerini 2 Milyar 200 Milyon TL’lik anlaşmaya bıraktı. 2022-23 sezonu ortalama dolar kurunu 22 TL olarak hesap edersek yaklaşık 100 Milyon $’a geriledi yayın hakları. Kaldı ki içinde bulunduğumuz 2023-24 sezonu döviz kurlarının yukarı yönlü hareket ettiğini göz önüne aldığımızda bu sezon yayın gelirinin döviz bazında daha da düşeceği kaçınılmaz bir gerçek. Ülke futbolumuzun değeri 2000’li yılların başına döndü. Son şampiyon Galatasaray’ın yayın gelirinden aldığı para yaklaşık 8,7 M€ ki bu paraya küçük de olsa Türkiye Kupası yayın hakkından gelen para da dahil.(aynı sezonun bonservis performansı -31,44 M€’du). Galatasaray’ın 2022-23 finansal tablolarına baktığımızda korkunç bir zarar bizleri karşılıyor, yaklaşık 950 Milyon TL! (Ortalama kur hesabı ile döviz cinsinden 43 M€ zarardan söz ediyoruz.) Lig ikincisi Fenerbahçe’nin ise aynı dönemi 257 Milyon TL zarar ile (döviz cinsinden 11,7 M€) kapattığını görüyoruz. Beşiktaş ise 468 Milyon TL (21,2M€) zarar yazmış bilançoya. Üç büyükler sezonu toplam 76 M€ zarar ile kapatmış. İlk bakışta şampiyon Gs ve ikinci Fb arasındaki fark göze çarpıyor. Lig ikincisinin mali performansı nasıl bu kadar daha iyi olabiliyor sorusunu inceleyelim. Cevap son derece basit; Avrupa Kupası gelirleri,tabiki tek faktör değil ama en ciddi fark bu gelir kaleminde.


Fenerbahçe Avrupa Ligindeki performansları sonucu 12,7 M€ ek gelir elde ederken, Gs 2022-23 sezonunda avrupa kupalarında olmadığı için bu gelirden mahkum kaldı. Kurların bu derece yüksek seyrettiği ülkemizde avrupa kupası gelirlerine kulüplerimiz son derece mahkumlar. Özellikle avrupa futbolunun en ihtişamlı organizasyonu şampiyonlar ligine ayak basmanın tek başına getirisi yaklaşık 25 M€. Aslında ülkemiz futbol atmosferindeki kavganın temel sebebi de bence bu şampiyonlar ligine katılım geliri. Tabiki ezeli rakibinin önünde şampiyon olmanın hazzı son derece yüksek taraftarlar için ilk ve ana hedef bu. Ama işin yönetim boyutuna baktığımızda bu tip bir gelir kaynağına ulaşma arzusu şampiyonlar ligi için her yol mübah anlayışını karşımıza çıkarıyor.


Bu tip bir gelir farkı olmasa çok daha centilmence sezonlar izleyeceğimizi düşünüyorum. Bu bilançolar ortadayken kulüpler şampiyonlar ligi katılımı için çılgınca para harcıyorlar, harcamaya da devam edecekler ama günün sonunda sadece bir takımımız (kağıt üzerinde iki takım gönderme şansımız olsa da 15 sezondur tek takımla katılabiliyoruz.) şampiyonlar ligine adım atabiliyor, kaldı ki o takımın bile 25M€’luk ek gelire rağmen sezonu zararla kapatma olasılığı hiç de az değil. Bir de o paraları harcayıp başarısız sezon geçiren kulüplerin uğrayacağı zararı düşünün. Üç büyükler, gollum’un güç yüzüğünün peşinden sonsuz bir ihtiras ve arzuyla gittiği gibi şampiyonlar ligi bileti peşinde birbirleri ile kıyasıya rekabet içinde. Lakin bence bu bir kurtuluş reçetesi değil, sürdürülebilir bir ekonomik yapı hiç değil ve batmaya mahkum. Paragrafın başında sorduğumuz sorulara cevap verelim; bu paralar gerçekçi değil ve evet olmayan paralar harcanıyor, kulüplerimiz önümüzdeki yıllardaki potansiyel gelirleri ile risk alarak yola devam ediyorlar.

Rakamlar ortada ülke futbolumuzun değeri günbegün geriliyor. Milyonlarca taraftarı olan asırlık kulüplerimizde hala aynı mentalite ile kısa yoldan sportif başarı kazanarak günü kurtarma peşindeler.


Bu tabloda taraftarların da payı yok değil. Hızlı başarı isteği ve en ufak başarısızlıkta istifa söylemleri, çalışılabilir ve geliştirilebilir bir sistem inşaası önünde büyük bir engel. Türk futbolunda sürdürilebilir yapılar ile rekabetin yukarı çekildiği yarınlar hayal ediyorum. Alt yapıdan çıkan oyuncuların takımlara monte edildiği, düşük maliyetle oyun sistemine katkı verilecek oyuncuların bulunup takımlara katıldığı, oturmuş oyun sistemleri olan takımlar izlemek istiyorum. Yoksa kendi bataklığımızda güreşip, üzerimiz çamur olduğunda da birbirimizi suçlayıp, imrenerek avrupa liglerini izleyeceğimiz günler yaklaşıyor…


(Üç büyüklerimizin uzun vadeli ekonomik performansını incelemek isteyenler için @is_xs 'in hazırlamış olduğu tabloları da aşağıya bırakıyorum. Onlarca sezonun içinde kar edilen sezonların sayısı nasıl bir batakta olunduğunun net bir göstergesi olduğunu düşünüyorum.)




*Yayın İhalesi serüveni: https://www.haberturk.com/son-dakika-haberi-tff-baskani-acikladi-yayinci-kurulus-ile-anlasilan-rakam-3472252-spor

**Bu yazıyı hazırlarken hazırladığı tablolardan yararlandığım futbol ekonomisine ilgi duyan herkesin göz atması gereken bir hesap; https://twitter.com/is_xs

***Bonservis değerleri; https://www.transfermarkt.com.tr/ sitesinden alınmıştır.

Comentários


bottom of page